15 Ağustos 2012 Çarşamba

Bir Fincan Kahve Ellerim Avuçlarım

Sabaha karşı perdemi aralayıp bir fincan kahve alıyorum.İçmiyorum sadece muşambanın üzerinde bekletiyorum.Beyaz kupanın içinde güzel görünüyor.Rengi hüznümden koyu.

Ardından akustik bir şarkı takıyorum dilime sessizce fısıldıyorum.Yeni okumakta olduğum kitabım Rana bana bakıyor uzaktan belli ki acı içinde.Ben de acı içindeyim.Durulmuyorum.Durulmam iyi değil.Normal olan durulmam değil.

Ayaklarıma üşüme geliyor,üzerimde siyah bir atlet beş beden bol.
Minicik şortum ve kırk numaraya zor erişen ayaklarım.
Yanına ellerimi de koyuyorum.

Ah nasıl oralar anlatsan bir anane ?
Yorgun musun,aç mısın nereden bileceğim ben.
Nereden bilecektin biricik torununu göremeden uçacağını.
Nereden bilecektin onu kimsesiz bırakacağını.

Mezarlık ziyaretimiz var bugün.
Sabahı bekledim ananemi erkenden selamlamak için.

Annemi kolumun altına alıp hiç göremediğim ananemi ve dedemi ziyaret edeceğim.
Bir torun bıraktınız geride size inanan ama dünyaya inanmayan.
Sevgiye ve insanlığa inanmayan.
Hayatı hep kaçarak,gitmek isteyerek yaşayan.

Ne orada ne burada.

Hiç yorum yok: