26 Kasım 2009 Perşembe

Geri Dönmem




Ve Aydilge...Ondan ne kadar çok bahsetsem ve yaptığı işleri ne kadar çok anlatsam da yine azmış gibi gelmekte bana..Zaten eve gelir gelmez hemen albümünü dinlemeye ve şarkılarını ezberime almaya başladım.Yine o güzel sesli melodik Aydilge karşımızda elbette yeni albümünde...Şarkıları arasından hele bir tane var ki beni cezbetti.Hemen sade bir paylaşımla aktarmak niyetinde buldum kendimi.Şöyle diyor Aydilge kız...Bu arada Aydilge demek"güzel konuşan,gönül alan gönül veren" anlamlarında kullanılmakta.Ben de daha dün katıldığı bir programda öğrendim.Utandım valla.Kendime idol bellediğim kişinin tüm özelliklerini bilmek istiyorum haliyle..(Sözler Aydilge'ye,beste Cem Sarıoğlu'na ve düzenleme Oya Erkaya Ayman'a aittir.)Neyse şarkı şöyle;))

Geri Dönmem

Gitmedim bu gece evime gitmedim
Yapmadım erkenden uykuya dalmadım
Açmadım telefonumu da açmadım
İçmedim vitaminimi de içmedim

Durmam,susmam
Durmam,susmam,susma

Sonsuz aşk nerede dibe vurdu,kayboldu bana ne
Sade kendimle,kalıversem,kaçıversem kime ne

Gitmedim bu sabah işime gitmedim
Yapmadım saati yediye kurmadım
Koşmadım kaçan otobüse koşmadım
Açmadım televizyonumu açmadım

Cüzdanım evde geri dönmem
Geri dönmem yine de
Palto cebimde para yoksa param olmasa bile
Cüzdanım evde,geri dönmem
Geri dönmem yine de
Palto cebimde para yoksa,para yoook

...

Ne kadar güzel sözler...İşte böyle,bu kadar,seviyoruz seni Aydilge..Ailecek beğeniyoruz hani:))

25 Kasım 2009 Çarşamba

Paramore"Brick By Boring Brick"

Bir kelebek misaliyim bu gece
Kanatlarımda gökyüzünün türlü rengi
Kırlaşmış bir tutam saçımdaki beyazlık bile
Huzur verir gibi içime
Şeytanım çıkıp gitmiş
Dingin bir semazen yüreğim
Bir şeb-i aruz töreni kadar beyazım
Kitlesiz ve ensiz rüyalar geride
Hayallerim cebimde
Paltom delik gibi görünse de
Dikişlerim yerinde...


Çoook sevdiğim grup Paramore'un yeni klibi sıcak sıcak.Koymazsam içimdeki ateş beni de yakar bitirirdi.İleride bloguma baktığımda görmek istediğim her şeyi koymak istiyorum.O yüzden sınır yok,sınırsızlık ve sansürsüzlük var.Müzik var ve bir peri masalı var.Prenses Hayley...


Çikletim Yapıştı!

Cidden yapıştım hayata.Bir yandan çekiyorum olmuyor öbür yandan çekiyorum hiç olmuyor.Eve geldim fakat bir yabancı gibiyim.Sözde iki ay ayrı kaldım fakat her şeye yabancılaşmışım.Gurbet dedikleri kalbe yara açan durum bu olsa gerek.Daha iyi anlıyorum...1 Aralık ve onunla aynı saflarda yatan tarihlerde diğer sınavlarım var.Çok da apayrı bir hayat yaşadığım söylenemez üniversitede tabi..Fakat önümüze dayatılan ezberci şeyleri icara edemezsem de bestem satışa sunulmaz.Bu sistemin bir parçası olmak da böyle bir şey sanırım.Fakat idealim öğrencilerimi bu halt etmiş karmaşanın içinde yetiştirmemek...Tabii atanırsam,orası ayrı bir gönül yarası...

Şimdi evdeyim kısaca yiyiyorum içiyorum ve geriye kalan muhtemel şeyleri yapıyorum.Yazmayayım ayıp..Yazmayı o kadar çok özledim ki.Devlet amcalarımızın özel üniversiteler gibi paraları olmadığı için(!) elimize birer laptop verip,hadi bakalım ödevlerine yardımcı olsun diyecek haleti ruhiyeleri yok,belli.Amma komik olurdu ama devlet yurdunda devletin verdiği laptopla yazı yazmak.Vuww!Kazma kürek çek daha iyi...

Çiklet yazamıyor kısacası.Çok okuyor ama yazamıyor.Etrafında kendi gibi insanlar arıyor fakat bulamıyor.Daha doğrusu aramıyor,o çok bencil biri.Onu bulsunlar istiyor.Dansa başladı ve ilk gösteriye seçildi.Aman zaten ponpon kız gibi safsata bir dans.Ama tango yapıyor Çiklet,hoopp:)

Kale gibiyim bu aralar.Bir de on sekiz oldum ya,bir değişim yaşıyorum tabi.Olgun bir meyve gibi toprağa düşmeyeli bayağı olmuş.Saçlarım kaşlarımı kaşırken kafamı düzenli hale getirmeye çalışıyorum.Havalı havalı dolaşmak güzelmiş ayrıca.Kime caka satacaksam bu el kadar memlekette?

Hızla ilerliyor dünyam.Pinhani diyor ya bir şarkısında...Neyse hatırlayamadım.Ben zaten Paramore,Aydilge ve Yeniay arası bir sanat çukurunda gidiyorum bu aralar.Kitaba ve müzik albümlerine zaten olmayan paralarımı harcadım.Paltomun cebi boş beş kuruş yok;)

Halis muhlis bir öğrenciyim.Son dönemde aldığım daha doğrusu araştırıp öğrendiğim acı gerçekler beni bir hayli sarssa da lanet okumaktan başka bir çaremin olmadığını anlamam pek de uzun sürmedi.(Ailevi sorunları anlatmayacağım bir daha..)Neyse,moralim iyi gibi..İnsanların uzun saçlı birine alık gibi bakması komik ve eğlendirici.Her şeyden öte anneme kavuşmak güzel...Ellerim ellerinde,gel etme,gitme...

Şu anda bir kuyu kazıyorum kendime.Ama yeri belli değil.Üzüldüğüm zaman içine girebileceğim bir kuyu.Bekçisi var,ardımdan oyuncaklarımı bana verebilecek biri.Böyle iyi sanırım.Toprak rahat ve serinletici..

Bu kadar yeter,acıktım...Mutfak beni bekler.Hayat ilerler,değersizler kovulur ve tek başına gider..Ben de gidiyorum...