20 Nisan 2012 Cuma

Tamam Ashkhar

Yeni rastladığım için üzüldüğüm bir şarkıyı dinliyorum günlerdir.Eva Rivas Eurovision 2010'da Ermenistan'ı temsil etmişti.O yılki favorilerimdem biriydi,Apricot Stone isimli şarkısı ile.Ki hala severek dinlerim ben o şarkıyı,Ermeni kültürü bana çok sıcak gelir.Kürt kültürü ile de pek çok benzerlikleri vardır.Anadolu topraklarına dayanan her hikaye beni çok etkilemiştir.Hakkari deneyimimin de etkisi var elbet bunda,gittiğim için çok mutluyum.


Eva Rivas Ermeni halk ozanlarından biri olan sevgili Sayat Nova'nın eserini yorumlamış 2009 yılında.Tamam Ashkhar,dinledikçe içime işliyor.Hiçbir sözünü anlamıyorum ama gerçekten hissetmek için sözlerini anlamak gerekmiyor.

17 Nisan 2012 Salı

Uyanmamak Üzere

Nurettin Amca evinin camında içiyor yine,o arabesk çalışıyor bense tam ona karşı,odamda Kings Of Leon'un "Pyro" adlı sevdiğim şarkısını dinliyorum.Acı ile uyuşukluk hissi arasında gidip gelen bir ruh halini anlatıyor benim bedenimde bu şarkı.Sonlara doğru yükseldiğim.

Yarın İstanbul'a dönüyorum,teyzem de evine dönüyor.Annemi evin işleri ile yalnız bırakıyorum ama dönmek zorundayım.Öğretmenlikte,nefret ettirir derecesinde her dersten yaptığımız saçma sunumların birini daha yapmaya.Tahtada sunum yaparken bile farklı bir diyardayım.Böyle olmayı seviyorum.

Bu aralar bir iki notum tahmin etmediğim derecede düşük geldi.Moralim bozuldu onlara,kendimi çok iyi yıpratıyorum.Yetenek.

Artık tamamiyle bıraktım kendimi hayata.Nasıl olsa o berlirliyor yönümüzü,gözümüzün gördüğünü.

Sadece başımı sarı battaniyeme koyup uyumak istiyorum bu gece.

Uyanmamak üzere.

16 Nisan 2012 Pazartesi

Kıyıda Bir Yerde


Dağlar kadar bir dünya istiyorum kendime,deniz kıyısında ve kumsala yakın.Yazın kumun içinde güneşe karşı çıplak uzandığım.Sonra kıvırcık olmalı saçlarım,içinde kum taneleri birikmeli.Gece bir mum yakmalı ve kumsala oturmalıyım,belki zeytinyağlı bir salata ve yanına ızgara balık.

Sayıklamak istemiyorum geceler boyu,çoğu zaman farkında olmadan uzaklara taşıyoruz hayatımızı kendimizden kaçırırcasına.Sadece biz biliyoruz gerçeği.Sadece ben biliyorum gerçeğimi.Kimseye söyleyemediğimiz büyük gerçeği,Melis Danişmend'in "Sır" adlı şarkısında dediği gibi " söylersem canım yanar",can yakmak istemiyoruz.

Nereye kadar gider bunu bilmek zor ama gerçeği saklayarak yaşamak daha da zor.Belki güneşli bir gün,kumsala uzanmışken ve yalnızken yanımıza yaklaşan birine söyleriz.Ya da koyu kahverengi ve beyaz karışımı bir sandalda iken yanımızda beliriveren,o sevgiliye söyleriz.Biz bilsek yeterdir şimdi ama zamandan korkarız.Zaman şeffaftır,saklamaz içindekini,içeride tutamaz.

Çok güzel iki film izledim.Biri "Circumstance" diğeri ise "Undertow."
Hüzünlü idi,ikincisi daha da bir etkiledi.

14 Nisan 2012 Cumartesi

Eragon


Lise yıllarımda başlamıştım okumaya,o zamanlar il halk kütüphanesine gider kendi başıma vakit geçirirdim.Hatta arka tarafta güzel bir oda vardı,efsane dizisi.Serileri pek sevmem ben ama rastgele bir kitap seçmiştim raftan ve elime Eragon gelmişti.Tabi yazarın o zamanlar henüz liseli olması da beni cezbetmişti.Christopher Paolini.

Eragon'u okuyup bitirince filmi olduğunu öğrendim.Onu da severek izledim.En sevdiğim ise Saphira idi.Hatta bir gün bir yerime dövme yaptıracak olursam Saphira yazdırıp küçük bir ejderha çizdiricem.


İkinci kitap ve üçüncü kitap kütüphanede olmadığı için okuyamadım sonra üniversite sınavı hazırlıkları falan derken yarım kaldı.Geçen gün geldi aklıma,Keep Holding On adlı şarkıyı dinlerken düşündüm Eragon'u ve masmavi Saphira'yı.

Kitapçıya gidip ilk kitabı aldım ve şuan okumaktayım.Serinin ikinci kitabı ise Eldest ve üçüncü kitabı Brisingr.Miras Üçlemesi olarak geçiyor ama duyumlarıma göre yazar dördüncü kitabı çıkarmış bile.


Serinin üçüncü ve en pahalı kitabını ise çok sevdiğim biri bana hediye aldı,çok mutlu oldum.

Hayata tutunma çabaları,seriler.

13 Nisan 2012 Cuma

Evde


Bu akşam eve geldim,aslında sabah gelecektim ama otobüsü kaçırdığım için akşama kaldı.Balık yediğime göre bence hayat belirtisi gösteriyorum hala,annem yapmış akşam yemeği niyetine.Büyük teyzem de bizde kalıyor.Çünkü annem banyoyu yaptırmaya karar verdi,sonra bütün ev bir elden geçsin o kadar masraf yapıyoruz dedi.Olanlar oldu evde inşaat var.Odamın üst katta olmasına seviniyorum zira tek temiz yer benim odam.Masrafa da girdik çok fena sormayın.

Sonra ben kendime ucuzca bir masa lambası aldım.Hep isterdim,ışığı saman kağıdıma yansıyan bir masa lambası.Gün boyu yaktım onu ben,hala yanıyor hoş.

Sınavlarım bitti ama sunumlar hiç bitmiyor.
Kavram haritalarından nefret ediyorum ayrıca.

Yaz falan da gelmesin,kışın palto giyerek kendimi insanlardan saklıyordum şimdi bir tişört bir kot her yanım meydanda.Sevmiyorum ben insanları.Hiç.

3 Nisan 2012 Salı

Zamansız Gidiş


Hüzünlü hallerim devam ediyor,çekingenim bir o kadar.Zamansız gitmek var içimde.Pek çok ş
eyin anlamı kalmıyor giderek hayatımda,uğraşmak zorunda olduğum şeylerden tat almıyorum. Belki de bir notaya binip yolculuk yapmaktır beni mutlu eden şey,kaçak bir sigaranın ucundaki duman gibi küllerime kavuşmak,biran önce yaşlanıp huzura kavuşmak.

Evrenimde meridyenler var,sonra dört tarafı çevrili kirle.Acının özü içine meyletmiş bir durgunluk benimkisi. Sınavların olması ise beni pek hoşnut etmiyor.Hiçbir şey anlamadan çalışıyorum çoğu zaman.Ezberliyorum,aslında kendimi kaybediyorum.Hayallerimle birlikte.

Annemi özlüyorum,evimize kapanmak istiyorum.Dışarıdaki insanlar beni yoruyor.Dalgınlık ise kimliğim haline geldi,güneşe savur yüzünü.

Dedim ya,zamansız bir gidiş bekliyorum hayatım için.Doğru olan bu bence,nereye olduğu önemli değil.

Belki hayallerime doğru,dibe doğru.

Ama bana doğru.