24 Aralık 2016 Cumartesi

Küçük Kara Balık

"Güzel ay, ben senin ışığını çok seviyorum. Hep benim üzerime ışıyasın istiyorum."
"Balıkçığım, doğrusunu istersen benim kendime ait bir ışığım yok. Beni güneş aydınlatır, ben de onu yeryüzüne yansıtırım. Sahi sen hiç duydun mu? İnsanlar uçup gelip benim üzerime konmak istiyorlarmış."
"Bu imkansız."
"Bu zor bir iştir ama insanlar istedikleri şeyi..."

***

"Şimdi ölüm çok kolay uğrayabilir bana! Ama ben yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmemeliyim. Elbette, bir gün ölümle karşılaşırsam -ki karşılaşacağım- önemli değil, önemli olan şu ki benim yaşamım veya ölümüm başkalarının yaşamını nasıl etkileyecek."

Hayallerinin peşinden koşan küçük bir kara balık. Dereleri ırmaklara devşirmiş, ırmakları denizlere devşirmiş, güzergahında pek çok tür ile tanışmış, hepsi ile hasbıhal etmiş, var etmiş kendini sularda, korkmamış, az ya da çok yaşamak diye düşünmüş, ne önemi var diye düşünmüş, sonunu merak etmiş yolun, suyun. Kendi olmuş küçük kara balık, kendine dönmüş küçük kara balık? Hiçbirimiz küçük kara balık kadar cesaretli, kendi gibi, nazik ve duyarlı değiliz değil mi? Ne büyük tokat, ne büyük ders!

Hiç yorum yok: