29 Haziran 2015 Pazartesi

Onur Yürüyüşü ve Sonrası Üzerine Notlar

Onur Yürüyüşüne yapılan müdahaleden beri, sosyal medya hesaplarım üzerinden paylaştıklarım ile ilgili uğramadığım hakaret kalmadı. Tanıdığım, tanımadığım bir sürü insan küfür etti, nefretlerini üzerime kustu. Bu elbette ki kendini gerçekleştirmiş bir insan özelliği, yaklaşımı değil. Lakin gerçekten artık tahammül edemez hale geldim. Onur Yürüyüşü ile Doğu Türkistan olaylarını kıyaslayan, paylaşımları beğeni alsın diye uğraşan lakin kendisi katliama uğrayan, ezilen ve ötekileştirilen insanlar için kılını kıpırdatmayan yalnızca sosyal medya üzerinden paylaşımda bulunan insan topluluğunu anlayamıyorum. 

Bak canım kardeşim, ciğerim. Ben 23 yaşında bir insanım. Öğretmenlik okudum, master yapıyorum. Bir çok vakıfta gönüllü eğiticilik yaptım, eğitim sorumluluğu yaptım ve beş kuruş para almadan bir sürü projede yer aldım. Bunlar neler mi? Doğu Anadolu topraklarını karış karış dolaştım. Kürt çocuklarım ile şarkılar söyledim, onlara sevmekten ve koşulsuzca sevmekten, dünyayı sevmekten bahsettim. Zap Suyunu yudumladım. Batı'ya geçtim, Roman çocuklarının ellerinden tuttum. Onlara okul yaptım, birlikte okullarını boyadık. Hayatı rengarenk hale getirmek için. Meriç'i selamladık ıslak ellerimizle. İşitme yetersizliği olan çocuklarım ile çalışabilmek için Türk İşaret Dili eğitimi aldım. Öyle mutlu oldular ki, doyasıya sohbet ettik insanlığı ve sevgiyi konuştuk. Herkes istediği gibi yaşamalı, özgür olmalı dedik. Şimdi ne mi yapıyorum? İki yıldır anne ve babası hayatta olmayan çocuklar ile çalışıyorum. Koynumda ağlıyorlar, onlara destek oluyorum. Gece ateşlendiklerinde kucağımda taşıyorum hastaneye. Onlarla birlikte ağlıyor, onlara sıkıca sarılıyorum. Onlara ötekileştirilen insanların yanında olmayı öğretiyorum, ezilenlerin yanında olmayı. Güçlünün safını tutmamayı. 

Peki siz ne yapıyorsunuz bu vatan için sevgili kardeşlerim, ciğerlerim? İnsanları aşağılayarak, dayanağı olmayan üç beş paylaşım yaparak oturduğunuz yerden nasıl vatansever nasıl milletsever oldunuz siz anlatır mısınız bana? Dinsiz dediniz, ibne dediniz, bu ülke için ne yaptın dediniz? Kustunuz mu tamamen nefretlerinizi? İçinizde başka irin kaldı mı? İnsanlık dersi vermeden önce canla başla çalışacaksınız bu ülke için. Bu ülkenin çocuklarını tanıyacaksınız, onlara hayat olacaksınız. Sizi öyle sevecekler. Evet, bu noktada siz bana insanlık öğretemezsiniz. Ama biz size öğretebiliriz. Nasıl mı? İki kelime kardeşim, çok sev! İnsanları sev!

2 yorum:

Ogaybende dedi ki...

ağzına - kalemine sağlık

Beyaz Çiklet dedi ki...

O Gay Ben de;

Eyvallah, sağ ol var ol :)