5 Ekim 2016 Çarşamba

Ahmet Hamdi Tanpınar: Erzurumlu Tahsin

Ahmet Hamdi Tanpınar ile ilk kez bu yaz tanıştım. Eserlerinin isimlerine ve en önemlisi şahsına yakından tanık olmak ile birlikte, kendisini okuyabilecek zihni ve psikolojik düzeye ulaşabilmek adına beklemem gerektiğini düşünürdüm. Bazı kitapların ve bazı yazarların okunmak için zamanlarının olduğunu düşünüyorum. Örneğin Hasan Ali Toptaş'ı, kış vakti bir bozkır zamanında, ancak ocakta yeni demlenmiş bir çayın arkadaşlık edebileceği, evin en küçük penceresinin perdesinin aralandığı zamanlarda okuyorum. 

Ahmet Hamdi Tanpınar yolculuğum ise nispeten serin bir yaz akşamında, İstanbul'un tenha bir semtine bağlı sakin bir dairenin balkonunda başladı. Huzur, Mahur Beste ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü peşi sıra geldi. 

Kendimi zihnen daha dinç hissettiğim şu günlerde fırsatı kaçırmayıp Ahmet Hamdi Tanpınar'ın hikayelerini okumaya başladım. Erzurumlu Tahsin adlı öyküsü beni oldukça etkiledi. Erzurumlu Tahsin'in dünya görüşü, var oluş mücadelesine karşı vermiş olduğu üstünlük, dinginlik ve bilgelik beni şaşkına çevirdi adeta. Hatta, Mehmet Eroğlu'nun İletişim Yayınlarından çıkan "Belleğin Kış Uykusu" adlı romanındaki "Palyaço" isimli karakteri ile Erzurumlu Tahsin karakteri arasında dünya görüşleri açısından organik bir bağ keşfettim. 

Hikayeden, sevdiğim bazı bölümler paylaşmak istiyorum: 

"Sana tekrar söylüyorum. Her şey, hepsi ölümdür. Her şey ondan gelir ve oraya döner... Biz, bütün bu gördüğün şeyler -eliyle etrafı gösterirken, ayağıyla otları eziyordu- her şey, hepimiz, büyük ve muazzam bir kadavranın üzerinde gezinen kurtlarız... Anlıyor musun? Kadavra kurtları..."

***

"Vehim, dedi... Hayat, ölümün şerefine yazılmış kasideden başka bir şey değildir. Güneş bir mezarlıktır ve toprak... ve biz.."

***

"Muvaffak mı, dedi, nerede, ne vakit? Nasıl?.. Hangi muvaffakiyet... Sırtında bir bit gibi yaşadığın devin müsamahasından bir an dışarı çıkabildin mi? Hayat mütemadiyen ölümün zaferini teganni ediyor. Sen küçücük başını sallayıp geçmeğe çalışıyorsun!.."

Hiç yorum yok: