1 Nisan 2013 Pazartesi

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu


"...çünkü yeryüzünde hiçbir şey kuytuluklardaki bir çocuğun fark edilmeyen sevgisiyle karşılaştırılamaz;çünkü bu sevgi,yetişkin bir kadının tutkulu ve bilinçaltında hep talep eden aşkının hiçbir zaman olamayacağı kadar umarsız,kendini karşısındakine hizmet etmeye adayan,boyun eğen,hep pusuda yatan ve tutkuyla yoğrulmuş bir sevgidir."

Stefan Zweig'in bu uzun öyküsünü İş Bankası Kültür Yayınlarından okudum.Bilinmeyen,ismi olmayan bir kadının,kendisini fark etmeyen bir adama aşkını anlatan bir öykü bu.Etkilenmemek elde değil.Defalarca zihnimde çevirip durdum öyküyü,nasıl yazıldığını nasıl bir aşkı tarif ettiğini idrak etmeye çalıştım.Gerçek aşk bu mudur yoksa o da bize öğretilen şeyler arasında solup giden,anlamını yitiren bir olgu mudur içimde hala bu tartışmayı sürdürmekteyim.

Öykünün çok yoğun bir anlatımı var bu yüzden hafif ışıklı ve sessiz bir ortamda okunması gerektiğini düşünüyorum.Nedendir bilmem,kitabı okurken zihnimin zemininde Dalida'nın Bang Bang'i çaldı hep.Çok yakıştığını düşünüyorum öyküye.

Kitabın bitiminde ise Ahmet Cemal'in kaleme aldığı "Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ya da Aşkın Psikolojisi" adlı bir sonsöz var.Öykü hakkında güzel bir sonsöz olduğunu düşünüyorum,okunmalı.

2 yorum:

Dr.eamer dedi ki...

ah kadikoydeyken benim de çok ilgimi çekmıstı bu kitap!ama o zaman başka bi kitap almak zorundaydım,kitabın adını da unutmuştum ne iyi oldu bu hatırlatma:)

eger sen beğendiysen eminim kitap da hakediyodur,en kısa zamanda alıciim!

Beyaz Çiklet dedi ki...

Dr.eamer ;)

Nerelerdesin sennnn ? Kitaba gelince almanı tavsiye ederim,Stefan Zweig merakım hat safhada bu aralar,vizeler bitsin Amerigo'ya başlayacağım :))