20 Mart 2019 Çarşamba

Aylardan Mart

Ruh halim sürekli gelgitli, sanırım bir sevgilim olsa bu dengesiz durumuma hiç katlanamazdı. Burçlardan falan da anlamam lakin terazi burcu olmanın dengeli olmakla bir ilişkisi olmasa gerek. Yine üzerimde bir halsizlik, okuldan gelince öylece kıyafetlerimle battaniyeye sarınıp gece yarısına kadar uzanıyorum.

Mart ayı boyunca da hiç kitap okuyamadım. 12 Mart ve 18 Mart tören hazırlıklarında çok yoruldum ve vaktim hep koşturmaca ile geçti. Dün çok sevdiğim filmlerden biri olan A Single Man'in müziklerini dinledim. Aynı zamanda edebiyat tarihi içerisinde en sevdiğim metindir Tek Başına Bir Adam. Yıllar evvel Metis Yayınları basıyordu artık Yapı Kredi Yayınları basıyor. Memleketteki evimizde Metis Yayınlarından aldığım bir baskı var. Kısmet olur da bu yaz gidebilirsek yanıma alacağım. Film müzikleri aklıma klasik eserleri getirdi yine. Daha evvel BBC'de mini dizisini izlediğim fakat kitabını okumadığım Jane Eyre adlı yapıtı sipariş ettim. Yanında da Uğultulu Tepeleri. Sanırım Rus edebiyatından sonra İngiliz edebiyatı dönemi başlıyor benim için. 

Aslında tarih ve sosyoloji ile ilgili eserler de okumak istiyorum. Lakin her insanın bir ilgi alanı vardır, örneğin sosyoloji ve psikolojiye dair ne kadar çok şey okursam okuyayım zihnimden pek çoğu uçup gidiyor. İçlerinde bir edebiyat öyle değil, tüm hikaye tüm kurgu zihnimde olanca canlılığı ile uzun süreler geçse dahi dans edebiliyor. 

Bu cansız durumum ne olacak bilemiyorum, birkaç gündür tek yaptığım şey defterime bir sürü okuma listesi çıkartmak. Kitaplar masamda çoğalınca da rahatsız oluyorum ve her birini hediye ediyorum, okula bağışlıyorum. Bazen de ruh halimden ciddi anlamda sıkılıyorum, tüm yaşantım ev. Aslında böyle olmasından mutluyum da, bir garip ruh hali. İşten eve gelince yorgun olduğum için bir şeyler yapasım gelmiyor. Yine de kendime haksızlık etmeyeyim, hiçbir eğitim almamış olmama rağmen kara kalem çalışmalarına başladım ve çizimlerim birkaç arkadaşım tarafından çok beğenildi, esasen ben de çok beğendim. Bir şeyler çizip duruyorum işte. Sulu boyaya başlamak niyetim var, ona da artık yeni bir eve geçip düzen kurunca başlarım diyorum. Odanın birinde yalnızca çalışma masam var hala, bomboş. Bu sene bir düzen kuramadığımız için böyle oldu, şu evden çıkınca istediğim şeyleri daha rahat yapabilirim diye düşünüyorum. Çünkü beni mutlu eden en önemli mekan ev. Evin içi yaşanılası bir yer olmadığı için bu senem pek de iyi geçmiyor. 

Hala okul kıyafetlerimi çıkartmadım, kravatım bile kocaman bir şekilde boynumda asılı duruyor, yatarken çıkaracağım sanırım. Biraz müzik dinleyip tekrar kanepeye döneyim ve uzun uzun tavana bakayım diyorum. Evet, bakayım. 

3 yorum:

Kim Bilir dedi ki...

Jane Eyre mükemmel bir roman. Eminim çok beğeneceksin.

Dr.eamer dedi ki...

Ne tesadüftür ki iki gün önce uğultulu tepeler’i almak üzere beyazıt sahaflara gittim! 14 yaşında harika bir eski basımını okul kütüphanemizden alıp okumuştum hayatımdaki en etkilendiğim romanlardan biridir. Dickens’ı kesinlikle ayrı kefeye koyaraktan söylüyorum ki İngiliz edebiyatına özellikle de Bronte kardeşlere gereken önem verilmiyor ne yazık ki..gittiğim sahaflarda da saçmasapan test kitapları ve yeni basım kitaplar dışında hiç bir şey bulamamak beni çok üzdü yine de can yayınlarından olan yeni basımını aldım. Jane Austen ve Charlotte Bronte eserleri çok bilinir ama Uğultulu Tepeler üzerine daha heyecanlı bir romantik edebi eser tanımıyorum mutlaka okumalısın sevgili beyaz!:) keşke ömürleri daha uzun olsaymış bu kardeşlerin de bizlere de daha çok eser kalsaymış ne yazık..

Ben de çok gelgitli ruh halindeyim şu sıralar bence burçlar değil bu medcezirler bizi mahveden:)

Sağlıcakla kal

Beyaz Çiklet dedi ki...

Kim Bilir,

Yarın elimde olacak, heyecanla bekliyorum okumayı :)

Dr. eamer,

Gerçekten ne güzel bir tesadüf bu böyle. Can Yayınlarından aldım ben de, Viktorya Dönemi oldum olası ilgimi çekiyor. Ne zaman klasik bir müzik dinlesem aklım hep o dönemlere gidiyor.
Şu ruh halinden de kısa sürede kurtulur, uzunca bir süre çiçekler açarız umarım :)