25 Nisan 2016 Pazartesi

Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği ve Franz'ın Düşünceleri Üzerine Düşünceler















"Öte yandan Franz, yaşamının özel ve kamusal olarak ikiye bölünmesinin bütün yalanların kaynağı olduğuna emindi; kişi özel yaşamında başka bir şeydi, başkalarıyla birlikteyken bambaşka bir şey. Franz için gerçek yaşamak, özel ile kamusal arasındaki engelleri yıkmak demekti."

Bu çok önemli bir nokta. Milan Kundera "Varolmanın Dayanılmaz Hafifliğinde" 'gerçek yaşamak' denilen bir kavramdan bahsediyor. Nedir 'gerçek yaşamak' ? 

Çoğu zaman bu dünyaya ait olmadığımı düşünüyorum. Bu mutsuz olduğum, karamsar olduğum anlamına gelmiyor. Bir şeyler eksik, tarif edemiyorum. Bu his, tarif edilemeyen ve somutlaştırılamayan türden bir his. Burası bana göre değil sanki. Bu insanlar bana göre değil. Farklı bir dürtü var içimde, insanların birbirleri ile olan ilişkilerindeki samimiyetsizliği gördükçe daha fazla uzaklaşıyorum bu dünyadan. Kendi kabuğuma çekildiğim zaman güvende hissediyorum. Günlerce dışarı çıkmamak, sadece okumak, sessizliği ve kendimi dinlemek, insanlarla yalandan ilişki kurmamak... İşte ancak bu zaman dilimlerinde gerçeği yaşıyorum ben. Tıpkı Franz'ın bahsettiği gibi. Çünkü beni kimsenin görmediğini bildiğim zamanlarda rahat hissediyorum. Ancak bu zamanlarda kendim oluyorum. 

Nasıl mı? Çok basit örneklerle açıklamak isterim. Evde tek başıma olduğum zamanlar: donumla dolaşmaktan utanmıyorum, hafiften büyümeye başlayan göbeğimi aynada izlemekten utanmıyorum, saçlarımın kenarına düşen aklara bakmaktan utanmıyorum, tuvaletten çıkınca ellerimi yıkamamaktan utanmıyorum, tuvalet kapısı açıkken tuvaletimi yapmaktan utanmıyorum, mastürbasyon yapmaktan utanmıyorum. Vesaire vesaire....

Peki kamusal yaşamda ve özel yaşamda nasıl aynı olabiliriz? Bu samimiyetsizlik nasıl kalkar ortadan? 

"Andre Breton'un içini herkesin görebileceği ve sır namına bir şey barındırmayan camdan bir evde yaşamanın arzulanırlığı üzerine söylediklerini dilinden düşürmezdi Franz."

Kim bilir belki de Andre Breton haklıdır, böyle yapmak gerekir. Ya da dışsal ve içsel gerçekliğimizi çiftleştirmek gerekir ki yek vücut olsun. O çiftleşme anı hiç bitmesin ve bu sonsuza kadar sürsün. Ancak her türlü gerçeğimiz birbiri içerisine geçtiğinde gerçeği yaşayabileceğiz. 

Hiç yorum yok: