21 Ağustos 2019 Çarşamba

Mini Mini Beşler

Okulda yoğun çalışmalar içerisindeyiz. Nedense kendimi hiç yabancı hissetmiyorum, sanki uzun yıllardır bu okulda çalışıyor gibiyim. Bu beni çok sevindiriyor. Bölümde toplamda dört öğretmeniz, üç kadın ve malumunuz bir ben erkek. Bu da bölümler için denge sağlayıcı bir durum bence. Yarından itibaren birkaç gün sürecek bir eğitime giriyoruz; uluslararası alanda "understanding by design" denilen bir metodun eğitimini alıyor olacağız. Türkçe'ye "tasarım yoluyla anlama" diye çevirebiliriz sanırım. Okul, bu sistem üzerinden tasarlıyor eğitim planlarını. Bunun için heyecanlıyım. 

Bölüm odamızda masamız, dolaplarımız hepsi belli oldu. Okullar açılana kadar masama yerleşmiş ve tüm malzemelerimi toparlamış olurum. Bu yıl masamda avokado çekirdeğinden bir avokado bitkisi yetiştirmeyi düşünüyorum. Ben çalışırken onun büyümesini izlemek keyif verici olacaktır. 

Hangi sınıflara gireceğimiz ve ders programımız da belli oldu. Bu sene beşinci, altıncı ve sekizinci sınıflar ile çalışacağım. Yıllar geçti hala yedinci sınıflara girebilmiş değilim, neyse bunda da vardır bir hayır diyorum. Sekizler biraz zorlayabiliyor, ergenlik döneminin etkisi onlarda çok yoğun. En masumları ve tatlıları ise beşinci sınıflar; üç tane beşinci sınıfım olacak bu sene. Altıda ise ufaktan hareketlenmeler başlıyor. Tabii ki hiçbir seviyenin bir farkı yok benim için lakin beşinci sınıfları özel olarak seviyorum. Örneğin beşinci sınıflarda ders işliyorsunuz; önemli birkaç cümle yazdırmanız gerekiyor defterlere. O birkaç cümle yazılana kadar neredeyse dersin yarısı bitiyor. Nasıl mı? Tam olarak şöyle: 

"Öğretmenim ben defterimi evde unutmuşum başka bir kağıda yazsam olur mu? 
Öğretmenim ben renkli kalemle yazsam olur mu? 
Öğretmenim ben simli kalemle yazayım diyorum, olur mu? 
Öğretmenim satır başına geçelim mi? 
Öğretmenim ben satır başına çiçek çizebilir miyim? 
Öğretmenim benim kolum yoruldu biraz mola mı versek? 
Öğretmenim kalemim yere düştü biraz bekler misiniz? 
Öğretmenim yazdığımızın üstünü fosforlu kalemle çizelim mi?"

Evet, sabrınızın çok ama çok yüksek olması gerekiyor. Bu yüzden beşinci sınıflara mümkün mertebe bir şey yazdırmıyorum. Vaktimizi daha etkin değerlendirmiş oluyoruz. Sonra da eve geliyorum ve her birine çok gülüyorum. Dertleri hiç bitmiyor, ama hepsi çocuk dertleri, masumca. Sanırım çocukları çok özledim, yeni dönemi dört gözle bekliyorum. Her ne kadar başladıktan sonra "artık tatil gelsin de dinleneyim" diyecek olsam da her sene başka bir heyecan, başka bir macera. 

12 yorum:

akkurttaha dedi ki...

Çok kutsal bir mesleği eminim hakkını vererek yapıyorsunuz. Bir öğretmen lisesi çıkışlı olarak öğretmen olmak hep aklımdaydı. Ancak tercih döneminin sonunda mühendis olmaya karar verdim. Yine de birilerine bir şey anlatmaktan, çocuklarla ilgilenmekten çok zevk alırım. Eğer öğretmen olsaydım çok başarılı olacağıma eminim ama kader.. Yazınız da ayrı bir güzeldi, yeni bir dönem herkese hayırlı olsun :)

Beyaz Çiklet dedi ki...

akkurttaha ;)

Farklı bir meslek olduğunu düşünüyorum. Tabii ki hepimiz hayatımızı devam ettirmek için çalışıyoruz lakin bu meslek ne para için ne de başka bir şey için yapılabilecek bir meslek değil. Ben de çalışmaya başladıktan sonra daha iyi anladım. Sürekli kendini yenileme, bol sabır, bol sevgi, bol anlayış gerektiren bir iş yapıyoruz. Eminim sizden de çok güzel bir öğretmen olurdu :) Umuyorum eğitim adına güzel bir yıl geçiririz hep birlikte :)

Edischar dedi ki...

Öğrencilerin sorularına koptum :D Gerçekten biz de öyleydik. Şunlar da var,
Öğretmenim tuvalete gidebilir miyim?
Öğretmenim kalemimi acabilir miyim?
Avakoda çekirdeğini ben bi turlu yesillendiremedim, umarim sizinki olur. Resmini beklerim olursa :)

Beyaz Çiklet dedi ki...

Edischar ;)

Daha ne sorular var, asla bitip tükenmeyen :)
Eğer başarabilir de büyütürsem atarım tabii :)

Aybüke S. dedi ki...

Öğretmenin, öğütlemenin farklı bir ağırlığı olduğunu düşündüğümden ne güzel mesleğiniz var..
Sabır ve sevginin hep bir arada kalması gereken, yolunu çizmesine yardımcı olacağınız onlarca çocuğun olması ne güzel.

GeCe (Gkhn) dedi ki...

Sabırlı olmak en büyük imtihan olsa gerek öğretmenler için:) Mesleğinizde mutluluklar.

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Formasyonum var ve kısa bir süre öğretmenlik deneyimim de var. Her zaman şunu söylerim herkes öğretmen olamaz ve olmamalı. Sağlam bir eleme sistemi, liyakata dayalı seçim sistemi olmalı.

Beyaz Çiklet dedi ki...

Aybüke S. ;)

Ben de çok severek yapıyorum işimi, umuyorum uzun yıllar güzel çocuklara dokunabilmeyi başarırız.

Gece (Gkhn) ;)

Kesinlikle öyle, sabır gerçekten en önemli şey. Teşekkür ederim güzel dileğiniz için :)

ReHiTu ;)

Kesinlikle haklısınız. Bu durumdan ne yazık ki hepimiz memnuniyetsiziz.

Adsız dedi ki...

Merhabalar bir mim yazdımda blog dünyasında yeni olduğum için şuan arkadaşım pek yok eğer bakmak isterseniz çok sevinirim. Eğer cevap verirseniz ise sevinçten havalara uçarım :) https://canuzunyol.blogspot.com/2019/08/bir-mim-gelir-bir-mim-gider27.html

Beyaz Çiklet dedi ki...

Can Uzunyol ;)

Mim için teşekkür ederim, hemen yazdım bir şeyler :)

Pastel dedi ki...

Öğretmenlik ne güzel bir meslek :)

Beyaz Çiklet dedi ki...

Pastel ;)

Benim de çok severek devam ettiğim bir meslek :)