2 Ağustos 2018 Perşembe

Tedirginlik

Saat sabah dört. Yine uyku tutmadı, bu aralar ne çok yazıyorum buraya. Dert dökme, iç sıkıntısı derken yazılar birikti, üstelik anlatacak bu kadar az şey varken. 

Çok yorgun hissediyorum ve çok uzaklara gitmek istiyorum. Her şey öylesine anlamsız ki, hislerimi tarif edecek doğru kelimeleri bulmaya bile üşeniyorum. Gün geçtikçe her şey daha sığ, daha değersiz gelmeye başlıyor. Ben ne yapıyorum öyleyse bu dünyada? 

Yeni bir iş, istediğim gerçekten bu muydu? Bugün bir öğrencim ile yazıştık. Hayatımdaki yeni gelişmeleri aktardım ona. Şunları söyledi bana: "Hocam dışarıdan her şey yolunda gidiyor gibi görünüyor sizin için. Peki ya içeriden, sahiden mutlu musunuz?" Nasıl güzel bir soru, bunca anlamsızlık içinde kendi manasını bulup kabına sığan bir soru. Ben de şöyle cevap verdim: "Tüm bu güzel gelişmeler için mutlu olmam gerekir değil mi? Ama mutlu değilim." 

Nereye gittiğim ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok. Şu adımları atmasaydım gerçekten tası tarağı toplayıp bir yerlere yerleşecek ve uzunca bir süre kendi halimde kalacaktım. Ama şartlar, hayat ve bir sürü insan bir şekilde buna izin vermiyor. İçimdeki kaygıyı bertaraf etmek için ne yapmam gerek bilmiyorum, herkes bir şeyler yapıyor herkes bir şeyler söylüyor. Boş, bomboş hepsi. Hayatta birkaç yıl daha fazla yaşamak için yapmadığımız çirkinlik, bencillik yok. 

Son bir sene daha gayret edeceğim. Şartlar ne gösterir bilmiyorum lakin seneye bu şehirden, bu insanların arasından gitmek istiyorum. İnsandan ümit kesilir mi? Evet, kesiliyor. Peki ya hayattan bu kadar kolay vazgeçilir mi? Evet, vazgeçiliyor. Ömrün bitmesini beklemek, bir yandan da ömre erkenden veda etmek. Elbette bekleyeceğim ömrümün bitmesini, sebepsizce, bir cevap bulamadan. 

Var oluş sıkıntısı, var oluş kaygısı bu. Anlam verebiliyorum, anlam verebildiğim şeyler ne kadar az. Bir ben, dışarıdaki ben, özdeki ben, pek çok ben ve insanların arasında, onların yanı başında, kimi zaman uzağında, hep birlikte ama çokça yalnız. 

Sabah uykusuna geçiş anında ya da tam yataktan kafamı kaldırdığımda, etraf ışıl ışıl, güneş terletiyor ama ben hissedemiyorum. Ne acı, ne kıymetli.

Hiç yorum yok: