9 Aralık 2017 Cumartesi

Kara Şövalye

Kara şövalye resmi geçitte. Başında zincirden bir halka, ellerinde deri eldivenler dirseğine kadar uzanan. Yüzüne gölge düşmüş, kalkık kaşları bir isyanın habercisi. Kim şövalye olmak ister? Üzerinde bilmem kaç kilo zırhı ile atının üstünde, nalların seslerine karışmış cesareti. Yeşil adam köşesine çekilmiş, kerpiç evinin soğuk duvarlarını ısıtmaya çalışıyor. Elinde metal bir tas, çorba taşmak üzere. Buğunun sarınacağı bir cam yok, gözyaşları tedavülden kalkmış. Ağarmış sakallarının, yırtık kazağının altında buruşmuş et. Dilsizin gözü masada duran şeker kavanozunda, rengarenk. İpler salınmış damın üzerinden, kendini asacak birilerini beklemede. 

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Gerçek bir kurtuluş gibi
belki son vedayı beklemekte
Asla gelmeyecek olan

Beyaz Çiklet dedi ki...

Başımıza gelen her şey uyku ile uyanıklık arası misali. Yeşil, kara, şövalye, ırgat, yarım, tam. Hepsi aynı kapıdan geçiyor, yitiyor.

Unknown dedi ki...

Gerçekten senin yazdığım herşey o kadar iyi ki, gerçekten mükemmel ötesi hayaller sürdürüyor okurken bir dünyanın içinde buluyorum kendimi iliklerime kadar icinde , ve iliklerime kadar hissediyorum. İyi ki yaziyorsun .
Yalakalik için vs değil içimden gecenler boyle yazılarını okurken büyük bir keyif alıyorum.

Beyaz Çiklet dedi ki...

Çok teşekkür ederim, bu güzel yorumları duyduğuma çok memnun oldum. Tebessüm ettim. Bir şeyler karalıyorum, bazen kısacık bazen uzunca. Uzunlar bana kalıyor, kısalar burada yerini alıyor. Zaman aşındırsın, yitip kaybolsunlar diye. Manalar ise baki kalıyor elbet. Onların ruhları var sanırım. Tekrar teşekkür ederim efendim :)