3 Aralık 2017 Pazar

Gitmek Üzerine Kelamlar

Seneye askere gitmem gerekecek. Yüksek lisansın da bitmesinin ardından son bir senem kaldı. O da hızlı bir şekilde geçiyor zaten. Öğretmenlikte beşinci yılım da akıp gidiyor. Zamanın bunca hızlı geçmesi şaşırtıcı belki de olağan, bilemiyorum. 

Aklımda uzun süredir bazı düşünceler var. Hayata, hayatıma ve geleceğe dair. Çok değil bundan bir iki yıl öncesine kadar işsiz kalmak, içerisinde bulunduğum konforu, imkanları, İstanbul'u, kariyeri ve bunun gibi aldatıcı pek çok şeyi bırakıp gitmek düşüncesi beni epey korkuturdu. Bu bir gelişim aşaması mı yoksa vazgeçiş mi bilemiyorum ama gitgide bunların hepsini bırakmaktan korkmaz hale geliyorum. 

Sanırım sene sonunda işi bırakacağım. Sonrasında ne mi yapacağım? Hiçbir fikrim yok. Şimdilik. İstanbul'dan gideceğiz sanırım. Memlekete değil de, kimseyi tanımadığımız daha küçük, denizi olan, havası berrak bir yerlere. Ne iş mi yapacağım? Hiçbir fikrim yok. Şimdilik. Belki bir yerlerde mesleğime devam ederim. Belki de başka şeyler yaparım. Sağlığım yerinde olduğu sürece hiçbir şeyden korkmuyorum. 

Etrafımdaki insanların sözlerini de artık hiç umursamıyorum. 2014 baharında hayattaki tek yoldaşım annemi kaybediyordum. O zamanlar içimde bir şeyler devindi, ters döndü diyebilirim. Yaşama dair birtakım hırslarım vardı, bir kariyer hedefim vardı ve hep en fazlası vardı. Geçtiğimiz üç yıl boyunca yavaş yavaş bunlardan sıyrıldım, arındım. Hala endişelerim var, hayat bu neticede. Lakin eskisi kadar değil, her şey daha dingin, ben de daha cesurum. Öğreniyorum. 

Hal böyle, planlar kafalarımızda uçuşuyor. Her şeyi bir anda bırakabilecek kadar zengin de değilim bunu da belirtmek isterim. Sanki bir yerlerde kırılmaya, güvene ihtiyaç var, sonsuz. Kendimize, sevdiklerimize. Kaçalım, kendimizi bulalım. Bekleyelim ve cesaret edelim. 

Hiç yorum yok: