8 Ağustos 2017 Salı

Edirne Yolculuğum

Geçenlerde bahsetmiştim, çok sıkı bir öğretmen arkadaş grubum var. Eski okulumdan arkadaşlarım. Sene içerisinde sık sık bir araya geliyoruz ama yazları bir başka oluyor doğrusu. Eksikler vardı lakin tekrar bir araya gelmeyi başardık. Trakya'daki arkadaşımızın evine konuk olduk. Geçmişi yad ettik, çok güzel oldu. 

Bir günümüzü de Edirne'yi gezmeye ayırdık hep birlikte. Elbette ilk durağımız Selimiye Camii oldu. Zaten Edirne'ye girişte sizi tüm görkemi ile karşılıyor. Mimar Sinan'ı bir kez daha anmış olduk. Sonra Şükrü Paşa Anıtını ve Balkan Savaş Müzesini ziyaret ettik. Bazı yerleri kapalıydı ve açıkçası çok güzel dizayn edilememiş. Yine de gittiğinizde muhakkak görün derim. 

Ardından II. Bayezid Külliyesi ve Şifahanesini ziyaret ettik. Beni en çok etkileyen yapı oldu bu külliye. Çok donanımlı bir yer çok da iyi dizayn edilmiş. Tebrik etmemek elde değil. Yaklaşık bir saat boyunca meraklı gözlerle gezdim. Hem tıp öğrencilerinin eğitim aldığı hem de hastane olarak kullanılan bu merkez, dönemin en önemli yapıları arasında yer alıyor. O dönemde yapılan çeşitli ameliyatlarda kullanılan aletler ve teknikler hakkında ayrıntılı bilgiler de yer alıyor. Gezerken o döneme gitmemeniz elde değil. Bilhassa tıp öğrencileri ve çalışanları gelip ziyaret etmeli. 

Uğrak noktalarımızdan bir diğeri Edirne Büyük Sinagog'u oldu. Ziyarete açık, dileyenler girip ziyaret edebilirler. Güzel bir atmosferi var, girişte de Sinagog ve Edirne sinagogları ile ilgili tarihi bilgilerin olduğu bir afiş var. Onu da muhakkak okuyun derin. 

Gezimize Meriç Nehri ve Köprüsü ile devam ettik. Köprünün yanında güzel kafe ve restaurantlar var. Köprüyü seyrederek bir şeyler yeyip içebilirsiniz. Orada soluklandıktan sonra Karaağaç'a geçtik. Hem Lozan Anıtını hem de Karaağaç Tren İstasyonunu gezdik. Ben Karaağaç'ı çok sevdim. Evler, caddeler ve yapı olarak hem tarihi hem de çok güzel. Lakin Edirne'den çok daha sıcaktı, zor nefes aldık. 

Dönüşte Edirne'nin şehir merkezinde bir tur attık. Arkadaşlar ciğer yemeden dönmek istemediler, onlar ciğerlerini yerken ben de mercimek çorbamı içtim. Ardından eve geri döndük. 

Bu yaz hiç yerimde oturmadım desem yeri var. Sürekli gezdim, şimdi okullar açılana kadar biraz dinleneceğim. İstanbul da zaten bu aralar fazlasıyla sıcak. Biraz daha dinlence ardından yeni bir eğitim öğretim yılı açılışı daha. 

Hiç yorum yok: