21 Nisan 2017 Cuma

Cesare Pavese: Ay ve Şenlik Ateşleri


cesare pavese ay ve şenlik ateşleri ile ilgili görsel sonucu
"Ne anlama geliyor bunlar? Yalnızca çekip gitmenin keyfini tadabilmek için bile olsa, insanın bir köyü olması gerektiği anlamına. Köy, insanın yalnız olmaması demektir; insanlarda, bitkilerde, toprakta sizden bir şeyler olduğunu bilirsiniz, orada olmadığınızda bile köyünüz sizi bekler."

Yaklaşık bir hafta önce Pavese'nin "Tepedeki Ev" adlı romanını okumuştum. Bir de yazı yazmıştım roman ile ilgili. Hazır Pavese yazınına girmişken bir başka romanı olan Ay ve Şenlik Ateşleri'ni de okumak istedim.

Ay ve Şenlik Ateşleri, Pavese'nin olgunluk döneminin en başarılı yapıtı sayılıyor. Tıpkı Tepedeki Ev'de olduğu gibi bu romanda da karşımıza İtalyan köylerinden, kasabalarından ve kır hayatından kesitler çıkıyor. Genç bir adam olan Anguilla, doğup büyüdüğü köye geri dönüyor. Yakından tanıdığı insanların dönüşümlerine şahit oluyor. En yakın arkadaşı Nuto ile vakit geçiriyor ve dertleşiyor. Romanın kimi yerlerinde Anguilla'nın geçmişine dönülüyor kimi yerlerinde ise Anguilla'nın dönüşü sırasında yaşananlara, yani şimdiki zamana geçiliyor. Bu romanda da yine bir savaş teması hakim. Pavese'nin İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşamış olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda bu temayı romanlarında işlemiş olmasını daha iyi anlayabiliyoruz. Nitekim savaşın İtalyan yarımadası üzerindeki yıkımını ve insanların yazgılarını da sorguluyor yazar. 

Cinto, İrene, Silvia, Nuto ve kırsaldaki pek çok insan... Romanı bitirdikten sonra insanın içini hafif bir hüzün kaplıyor. Sanki romandaki olay örgüsü devam ediyormuş ve siz uzak bir yerlerden gelip dahil olmuş ve sonra romanı bitirip çekip gitmişsiniz gibi bir his. Roman dilimize Rekin Teksoy tarafından çevrilmiş. Bunu da belirtmeden geçmek istemem. 

Kitabın bir bölümünde Anguilla ve Cinto arasında geçen şu diyalog beni çok etkiledi, buradan paylaşmak istiyorum: 

"Az önce kadınlar konuşurken ben ona bakınca niçin gözlerini yumduğunu sordum. Hemen içgüdüsel olarak gözlerini yumup böyle bir şey yaptığını kabul etmedi. Gülmeye başladım ve çocukken benim de aynı oyunu oynadığımı söyledim ona; böylece yalnız görmek istediğim şeyleri görmüş olur, gözlerimi yeniden açıp her şeyi eskisi gibi bulunca sevinirdim. Bunun üzerine keyiflenerek dişlerini gösterdi, tavşanların da böyle yaptıklarını söyledi."

2 yorum:

Dr.eamer dedi ki...

Geçenlerde aldığımdan bahsetmiştim kitabı ve elimdeki diğer kitap bitince ancak başlayabildim.Gerçekten nedensiz bir hüzün kaplıyor insanı.. uzun zamandır ilk defa bir kitabı gözlerim nemlenerek okuyorum ve uzun zamandır ilk kez bir kitabı bir günde bitireceğim sanırım! ama bitmemesi için yavaşladıkça yavaşlıyorum..hiç köy hayatı yaşamış biri değilim çok uzak sayılmam doğaya ama öyle ırgatlık,bağ bahçe işlerini yoksulluğu çok gördüm diyemem yine de kendimi resmen Cinto'yla aynı köyde yaşayan bir çocuk gibi hissettim:( ne çok hüzün var değil mi şu dünyada? Pavese gerçekten muhteşem bir yazarmış diğer eserlerini de okumayı iple çekiyorum. Sağlıcakla kal sevgili beyaz

Beyaz Çiklet dedi ki...

Dr. eamer;

Yorumunu şimdi görüyorum, bu kadar geç gördüğüm için af diliyorum. Eseri okumana pek sevindim, bahsetmiştin okuyacağından hatırlıyorum. Oldukça durgun bir acı var eserde ki buna kırsal ve savaş yılları da eklenince insan bir tuhaf oluyor. Pavese iyi bir yazar, ben de diğer eserlerini okuyacağım kesinlikle. Sağlıcakla kal :)