2 Ocak 2016 Cumartesi

Ölüm Yadigarları

Bazen dış dünya ile tüm bağlarımı kesiyorum. Bu süre duruma göre uzayabiliyor ya da kısalabiliyor. Kimseyle iletişim kurmak istemiyorum, arkadaşlarımı ve sevdiklerimi dahi göresim gelmiyor. Bu zamanı tamamen kendime ayırmak istiyorum. Her bir dakikasına ehemmiyet veriyorum. İşte o anlarda zamanın sadece benim için var olduğunu ve ilerlediğini düşünüyorum. Böyle zaman dilimlerini ise sadece okuyarak geçiriyorum. Elime ne geçerse ama daha çok roman. Harry Potter serisini bitirirken; Ölüm Yadigarları'nın içindeki bir bölüm beni çok duygulandırdı. 

"Eve gitmek üzereydi, bir ailesinin olduğu yere geri dönecekti. Voldemort olmasa, Godric's Hollow'da büyümüş, bütün okul tatillerini orada geçirmiş olacaktı. Eve arkadaşlarını davet edebilirdi... hatta belki kardeşleri de olabilirdi... on yedinci doğum günü pastasını yapan, annesi olurdu. Kaybettiği hayat ona şu andakinden, bu hayatın kendisinden alındığı yeri kısa süre sonra göreceğini bildiği şu andakinden daha gerçek görünmemişti hiç. O gece Hermione yattıktan sonra, Harry sırt çantasını sessizce onun boncuklu çantasından çıkardı, içinden de Hagrid'in çok uzun zaman önce ona verdiği fotoğraf albümünü aldı. Aylardır ilk kez, ona gülümseyen ve el sallayan annesiyle babasının eski resimlerine dikkatle baktı, artık onlardan bir tek bu resimler kalmıştı..." 

4 yorum:

Bu saatte nerden geldiyse dedi ki...

çok büyük boşluk geçmiş bazen insana acı veriyor özellikle de kendi yaşadıklarımızla özdeşleştirdiğimizde.

acını anlıyorum. paylaşıyorum da. keşke onu dindirebilseydim.

Beyaz Çiklet dedi ki...

Bu saatte nerden geldiyse ;)

"Keşke onu dindirebilseydim." Çok anlamlı bir cümle, gerçekten teşekkür ederim. En güzeli, en anlamlısı insanların birbirlerinin acılarını paylaşması belki de. Böyle olunca insan şüphesiz daha iyi hissediyor kendini. Sağlıcakla kal.

honeybee dedi ki...

Harry Potter'ın sadece bir çocuk kitabından ibaret olmadığını bunun gibi birçok bölüm sayesinde kanıtlayabiliyoruz. En saf duygular,aile-dostluk bağları,kayıplar ve tabi en kötüsü hiç yaşanamamışlıklar...

Kendi hayatlarımız içinse, umalım ki kayıplarımız ilerde anlamlı,dolu dolu varlıklara dönüşsün...

(:

Beyaz Çiklet dedi ki...

hanifee ;)

Çok haklısın, tamamen katılıyorum. Hatta Harry Potter'ın geneline bakıldığında büyücülük dünyasında dini bir inanışın olmayışı, kadın-erkek arasında cinsiyet ayrımının bulunmayışı ve bunun gibi küçük ayrıntılar da oldukça dikkat çekici ve anlamlı. Dileğine de can-ı gönülden katılıyorum ayrıca :)