10 Ağustos 2014 Pazar

Annem

kaybetmek üzereydim
bin yıla bölündü hüznüm
sabaha karşı istanbul sokaklarını arşınladım
harem,gözyaşlarımla bulandı durdu
kafamın üzerinde külden bulutlar

her şeyimi kaybetmek üzereydim
doğunun kızıl davulları çaldı yüreğimde
anadolunun kör sağır ezgisi devindi durdu
bulutlar üzerime doğru çöktü
yerin dibinden yükselen kara kara bulutlar
sildi süpürdü zihnimi

kimse gerçekten iyi misin diye sormadı
semah durdu tüm melekler
insandan başka gafil çıkmadı
kan tere gömülürken o saatlerde
vakit bir kez daha tez dünyalara doğru koştu

elimde tuttuğum sıkıca gevşenim
koştum durdum 
sarılmak geçti gönlümden
onsuz evimin damı,bacası,kör bucağım
silindi bir anda,kader taşı çatladı derinden

kaybetmek üzereydim
beni bırakmadı,dilsiz bir kuştu
yüreği ılık sularla yıkanmış
ıslanmış tümden vücudu,donmuş kalmış
hayat dedikleri sırma saçlı,efsunlu 
işte o anda çıkageldi
hayat suyunu içirdi gözleri kapalı
bir damla yaş daha düştü gözünden,gözümün içine
beni bırakmadı
şen sesini yaydı yangından ovamıza

Hiç yorum yok: