28 Ekim 2017 Cumartesi

Marcel Proust, İstanbul ve Ağır Hava

Havaların durulması ve boz bulanık bir hal alması ile birlikte ferahladım. Sıcağı hiç sevmiyorum. Tam benim okuma, gezme ve fotoğraf çekme mevsimlerim. 

Son zamanlarda bol bol okuyorum. Nihayet büyük bir istek ile Marcel Proust'un "Kayıp Zamanın İzinde" serisine başlayabildim. Pek bahtiyarım. Kitaplar ile ilgili başka bir vakit uzun uzun yazarım muhakkak. 

Bunun dışında sık sık İstanbul'un en sevdiğim yerleri olan adalar ve tarihi yarımadada geziyorum. Hem o muhitte çok sevdiğim kitapçılar var. Hem de fotoğraf çekip, kahve içip güzel günler geçiriyorum. 

Bu aralar Kitap Yayınevine aşina olmuş durumdayım. Çok güzel, nitelikli eserler basıyorlar. Bir bir gidip alıyorum. Proust okumalarımın nefes aralıklarında tarihe geçiyorum, bu da bana keyif veriyor. 

Şimdilik biraz durgun, biraz da uçan kuş misali devam ediyor hayat. 

2 yorum:

Dr.eamer dedi ki...

Ben de bugun tarihi yarımadadaydım,çok eski dostlarımla buluşup kahve içtik gece yarısına kadar sohbet ettik. Ayrıca o beklediğim güzel haberleri de aldım ve kitapları da:) en kısa zamanda yazacağım deneyimlerimi

Sağlıcakla kal sevgili Beyaz

Beyaz Çiklet dedi ki...

Dr.eamer ;)

Nasıl sevindim anlatamam, tebrik ederim. Hem güzel haberler hem de kitaplar. Daha ne olsun öyle değil mi, haberlerini merakla bekliyorum :)