31 Ağustos 2013 Cumartesi

İstanbul















Evden her uzun ayrılışımın öncesinde sabaha kadar vakit geçiririm odamda,köşe bucak koklarım gitmeden her yanını odamın.Çok sevdiğim annemi,bahçemizi,çiçeklerimizi,bahçede beslediğim kedilerimi ve çocukluğumun geçtiği bu ahşap binanın her yanını..

Bu sefer mutlu bir ayrılış var benim için,yıllardır gidip geldiğim İstanbul'da son demlerimi yaşadığımı düşünürken şimdi uzun bir süreliğine tekrar gidiyorum.Bir iş ve yeni bir hayat için.İstanbul beni kendine nasıl bu kadar bağladı neler yaptı çözemiyorum.Bir o kadar yorulduğum bu şehri neden bu kadar seviyorum onu da bilmiyorum.

Tam da bu satırları yazarken aklım Birsen Tezer'in "İstanbul" isimli şarkısına gidiyor,mırıldanıyorum uzunca bir süre.Ne de güzel uyuyor yazıya,dahası ne de güzel anlatıyor İstanbul'u.

Beş dakikada bir motorunun acelesine inat
Biniyorum meçhule
Ardımda martılar telaş

Bırakıp gitmek var şimdi seni yarim
Dört yan ezan,vapur vapur boğaz

Gözlerin bu kadar mı
Bu kadar mı iki hüzün
Ellerin İstanbul,İstanbul ellerin bugün
Ellerin İstanbul,İstanbul hüzün bugün..

2 yorum:

Adsız dedi ki...

İstanbul bana hep büyülü gelir, bir insanın sevdiği ve ulaşmak istediği her şey İstanbul da olabilir mi ? İşte benim orada... Ama üniversite tercih dönemimde bir karar vermek zorundaydım, iyi bir iş mi İstanbul mu diye, kalbim iş dedi ve bir yıl daha uzak kaldım İstanbuldan, çünkü biliyordum 1 yıl daha çalışırsam hem İstanbul benim olacaktı hemde iyi bir bölüm seçebilecektim ^.^ bu arada ahşap ev çok etkiledi beni (:

Dr.eamer dedi ki...

o şehri seviceğini söylemiştim sana;)