22 Mart 2013 Cuma

Sözlü Haftası

Bu hafta öğrenciler heyecanlıydılar.Sözlü haftasıymış,staj hocam yapmam gereken her şeyi anlattı ve arka sıraya geçti.Bana da öğrencilere sözlü yapmak düştü.Yaramaz oldukları kadar bilgililer de.Hiçbiri boş değil bunu daha ilk günden fark etmiştim.Soruların büyük bir kısmına doğru yanıtlar verdiler.Yanlış yanıtlayanlar da muhtemelen heyecanlarına yenik düştüler.Yanlış yanıtlayanların sorularını teneffüste bir daha çözdük,böylece doğrusunu öğrenmiş oldular.Doğru cevaplayanların sevinçleri de görülmeye değerdi.

Henüz üç haftadır ders anlatıyorum ama öğretmenliği çok sevdiğimi fark ediyorum.Staja başlamadan önce tedirgindim ya bu meslek benim gerçekten mutlu olabileceğim bir meslek değilse diye.Ama öyle olmadı.Kesinlikle çok mutluyum.

Miniklerle çok iyi anlaşıyoruz,teneffüslerde hususi dışarı çıkmıyorum.Etrafıma toplanıyorlar ve sohbet ediyoruz.Olabilecek en genç öğretmenim onlar için,haliyle dillerinden anlayabiliyorum.Bütün gün peşimdeler.Hep laflıyoruz,dışarıda gördüklerime ise göz kırpıyorum ve yüzlerinde kocaman bir tebessüm beliriyor hemen.

Öğle arasına girmek üzereyken benden yemekhaneye gitmek için izin istediler.Ders daha bitmemişti,yedi sekiz dakika kalmıştı.Çok sıra oluyormuş yemekhanede,yoruluyorlarmış ayakta beklemekten.Ben de beş dakika kala izin verdim erken çıkmalarına.Hep bir ağızdan "Sizi çok seviyoruz hocam" diye bağırdılar.

İşte günün mutluluğu.

6 yorum:

ımtırak ımsı dedi ki...

ha ha ha ( kötü adam gülmesi)
felaket tellalı geldi

keşke her okul bir sınıftan oluşsa çünkü o öğretmenler odası çok perişan bir yer

benzer bir durumu bende stajda yapmıştım. bir iki beni sevmeleri hoşuma gitmişti. derse ilgileri değişti -bu arada staj hocamız bizi gözetlemeye bile gelmediğinden biz 2 arkadaş ders anlatıyorduk- ama öğretmen odasında yediğimiz laf tüm herşeyin seyrinid eğiştirdi.

gençler siz öğretmenlik nedir bilmezsiniz salmayın şunları sonra yüz buluyorlar başımıza çıkıyorlar

dinazor.hengi yüzyılda öğretmen olduğunu sanıyorsa hala mürebbiye havalarında ey Allah ım

Adsız dedi ki...

Eminim bir bina dolusu bencil, kıskanç, açgözlü ve zalim insanla çalışmaktan ise dimağları henüz fazla kirlenmemiş çocuklarla çalışmak çok daha mutluluk vericidir.

Plaza insanları gibi sürekli arkayı kollamak durumunda kalmıyorsunuz. Yaptıklarınızla gelecekleri şekillendiriyor, küçük şeylerle büyük mutluluklar verebiliyorsunuz. Daha ne olsun ;)

Heyyfi dedi ki...

Ben staj sonrası, bu mesleği yapamayacağıma karar verip, yönümü değiştirmiştim. Ben de aslında kimya öğretmeniyim.
Yazını okurken, zamanında cesaret edemediğim şeyi başarmış olmandan dolayı hem heyecan duydum hem de mutlu oldum. Bu çok fazla özveri ve değer gerektiren mesleğe sonsuz saygı duyuyorum. Ben de şu an çok ama çok mutlu olduğum bir iş yapıyorum ama öğretmenlik benim başaramadığım bir iş.
Tebrik ediyorum sizi...
Sevgilerimle...

Beyaz Çiklet dedi ki...

ımtırak ımsı ;)

Çok haklısın,keşke atanma durumları bu kadar zor olmasa da yeni yetişen öğretmenler biran önce göreve başlayabilse.Çünkü gerçekten öğrencilerin dillerinden anlayabildiğimizi keşfettim.

Siradangay ;)

Annem de yıllarca bahsettiğin ortamlarda çalıştı,yıprandı,insanların değişken ruh hallerinden,oyunlarından ne kadar sıkıldığını anlatırdı.Hala bahsi geçer arada,o hengameye nasıl dayandığını anlatır.Kendi çektiği sıkıntıları çekmemi istemediği için hep öğretmen olmamı istedi.Anne işte,çocuğunu her daim korumak istiyor.Bahsettiğin gibi "küçük şeylerle büyük mutluluklar vermek" gerçekten her şeye değer :))

Heyyfi ;)

Benim de pek çok arkadaşım staj sonrası bu işi yapamayacaklarına karar verdiler.Benim de endişelerim bu yöndeydi,çünkü son sınıfa kadar pratiğe dayalı hiçbir şey yapmıyoruz.Mezun olmaya yakın pat diye ders anlatıyoruz bu da sistemin çarpıklığı.Ben de tebrik ederim sizi çünkü kendinizi mutlu hissettiğiniz bir işe başlama cesaretini göstermişsiniz,bu çok önemli bir şey bence :))

Osman Karadutgil dedi ki...

Okurken flashback yaşadım resmen. Daha salt sorunlarımın olduğu masumane zamanlarımı hatırladım. Birden ilköğretim öğretmenliğine mi yönelsem dedirttin bana :)

Beyaz Çiklet dedi ki...

Osman Karadutgil ;)

Bugün de stajımın son günüydü dosyalarımı almaya gittim.Bir süre bahçede diğer öğretmen arkadaşımı beklerken çocukların oyunlarını izledim.Bir kez daha mutlu oldum diyebilirim.İlköğretim sabır işi lakin aynı zamanda çokta eğlenceli,karar senin ;)