13 Aralık 2011 Salı

Şimdi Bir Meleğim,Huzurlu ve Sakin


Blog yazarlarına çemkirdiği için Susanna Tamaro okumayı bıraktım.Aslında Jane Austen için de aynı şeyleri söylüyorlar,yani blog yazma konusunda değil de daha çok kadınların,ananelerin kitapları diye.Öyle değil bence,ben okuyorum.Lakin bu aralar insanlık tarihi okumaya karar verdim.Çünkü ikilemde kalıyorum,edebiyatı tarihten daha üstün tutunca alanımda bir eksik hissediyorum kendimi.Tıpkı yeşil zeytini kekiksiz yemek kadar absürd.

Tübitak yayınlarını seviyorum ve İstanbulu'u da.Bu bokumsu şehirde,üçüncü sayfaya düşmüş bir katil olmadan yapılabilecek en güzel şeyler pislik içinde yaşamanın tadını çıkartmak,wuffle yemek ve istediğin her kitabı bulabilmek.

Bir gün sanat yapmak istiyorum.Sanmıyorum,kendimi sanattan satmıyorum,ağırdan da satmıyorum.Kendimi nimet saymıyorum ama ortalıkta bir yerlerde,çöplük kenarlarında bir duvarda ya da eprimiş bir magazin dergisinin arasında,siyah beyaz bir gazetede bir eserim olsun isterdim.Sanat yapan insanların,doyumsuz kültür birikimlerine hayranım doğrusu.

şimdi bir meleğim,
huzurlu ve sakin.

Bu ülkede sohbet etmek istediğim iki kadın var.Biri Melis Danişmend.Benim kadın versiyonum bence.

2 yorum:

Dr.eamer dedi ki...

o şehire deme öyle ama..çok üzülüyorum=(

binbir yüzü vardır istanbulun,kötü yüzü çoktur evet ama iyi yüzü daha çoktur!

şuan kötü yüzünü gösteriyo sana anladığım kadarıyla ama eğer sevmeye çalışırsan onu eminim ki o da seni sevicek:))

galiba biraz fazla özledim istanbul'u..

Beyaz Çiklet dedi ki...

Dr.eamer ;)

Yok aslında ben İstanbul'u seviyorum ama bazen ya da itiraf edeyim sık sık onun hakkında atıp tutasım geliyor :)