29 Ağustos 2010 Pazar

Hüzün Gecesi

Birden mumlar söndü masada.Ne olduğunu şaşırmışken gözlerimi açamadım o karanlıkta.Gözlerim kapalı sessizce uzaklaştım masadan.Hiç şarap içmemiştim,kırmızı olsun istedim.Ama olmadı.Ruhu bile duymadı gittiğimi,duyurmadım.Yıllardır yazıyorum ona vermek için,küçük notlar,hepsi sararmış lekeli kağıtlarda.Aklıma geldikçe yazıyorum.Veremedim.Ceplerime koyduğum gibi uzaklaştım masadan.Kapıdan çıktığımı bile duymadı.

Hüznüme garp etmiş minik bir beste
Gramafon uzaktan eşlik ediyor bana aheste
Salkım salkım bir gülüş,gamzemin hemen dibinde
Elbet bir gün gelecek,ben olacağım
Gözlerinde çalan tek beste

Sadece bir hikaye değildi bu,içinde çocukluğumun geçtiği o evde kalan bütün anılarımdı.Toplasan beş para etmezdi ama değerliydi.Çürümüştü ama kokusu adamı meşke getirirdi.Mutluydu ama yalnızdı.Zor bi hayatı devam ettirmeye çalıştı.Eski bi resim çerçevesinde.Sadece kendi renkleriyle.

Bi şeyler yazmayı planlıyordum uzun zamandır.Fikir ise yeni düştü aklıma.Hiç yazamadım uzun soluklu bi şeyler.Ama bu sefer kararlu gibiyim.Daha yeni uydurduğum bir pasajı geçtim üstte.Bakalım neler çıkacak,merakla bekliyorum.

Hiç yorum yok: