27 Ocak 2009 Salı

Acil



Beynimin ikliminde bir iğne

Enjeksiyon zihnimin orta yerinde

Konuşamıyorum düşlerim olmadan

Bir yanım ağrıyor,kollarım yorgun

Ağlaman hakikati değiştiremez biliyorsun

Yaşamak buysa eğer ne fark eder

Ha şimdi ha sonra…

Hissediyorum burası acil

Son şarkıyı dinliyorum dudaklarımda

Hayır bu alışılmışın dışında bir şey ses kalbimden geliyor

Son demleri yaralarımın hala sımsıcak

Zaman bana veda etmiyor bir türlü,acı çekiyorum

Sus!Dinle!

Açmadan dudaklarını,fısıldamadan kelimeleri

Benimle konuşabilir misin zihninde?

Hayır,yine ter kokuyorsun…

Görebiliyorum,beyazlar içinde beni bekliyorsun

Son olamayacak bu,yaşam yaşamak için burada

İşte yanımda

Nereden yazıyorum biliyor musun sana?

Acele bir kainattan

“Acil”in ortasından…


Cause I've seen you love die way too many times

When it deserved to be alive

I've seen you cry way too many times

When you deserve to be alive,alive...


Teşekkürler Paramore,"Emergency":)


24 Ocak 2009 Cumartesi

İlk Pastam "Bay Muz"



Yaşanılası mutluluklardan bir tanesi.Bildiğiniz üzere Cuma günü karnelerimizi aldık,sayın milli eğitim bakanlığımızca ucuz ince kağıtlara basılmış olan çok değerli karnemizi aldıktan sonra pek bir mutlu oldum,Allah’ım sana duacıyım…Daha sonra arkadaşlar kendi ilçelerine davet ettiler bizi,benimse pazara gitmem ve alışveriş yapmam gerekiyordu.Ayrıca aklımda ne zamandır gerçekleştirmek istediğim bir proje daha vardı.Onu birazdan açıklayacağım…Kısacası arkadaşlarımı ekmek suretiyle durağa gittim ve doğru eve.Daha sonra pazara çıktım ve annem bu günün anısına kafana göre takıl dedi pazarda.Ben de aldım elime listeyi gez geze bildiğin kadar.Tabi markete gidip pasta malzemeleri de almayı unutmadım.Hemen eve geldim kolları sıvadım.Televizyonda yabancı gelin çala dursun hemen işe koyuldum.Tarif almak da yok,çok güveniyorum ya kendime.Bide annemi aramışım akşam sana sürprizim var diye.Yarım saatimi falan aldı pasta yapımı.Akşam kapı çalındı ve annem evde.Bir de ne görsün bana demez mi nerden aldın bu pastayı çok teşekkür ederim diye!Bir gülme krizi sormayın valla.


Sonra annemle oturup kocaman dilimler kesip yedik.Bir bir anlattım yapılışını.Annem de fırsattan istifade “Bundan sonra evdeki yaş pastaları sen yapacaksın” demez mi?Bir daha asla yapmamaya karar verdim.İşin şakası ben de çok mutlu oldum.Hayattaki tek varlığım anneme ne kadar pasta yapsam hakkını ödeyemem ki!Ne kadar mutlu olduk ikimiz de.Keşke başka biri de bu mutlulukları kaçırdığına üzülse…Neyse ben duygusala bağlamadan kaçayım en iyisi.Herkese bol pastalı günler efendim!..



18 Ocak 2009 Pazar

Can'ımın 4 Köşesi



Bu hafta Dırdırcı’nın mimine konuk oldum.Ne zamandan beri de şöyle gerine gerine bir mime sahip değildim nasıl mutlu oldum anlatamam.Malum ÖSS hazırlıkları dolayısıyla hemen yazamadım ama ne önemi var sonuçta şimdi buradayım.Xenophilius’a sevgilerimle;


Yaptığım 4 iş;

Yazmak:Kendime soyut bir dünya yaratıp onun içine sığınmak ve insanlarla olan ilişkilerimi o dünyamın içinde karikatürize etmek.Sanırım yaptığım en iyi iş bu.

Okumak:İnsanı anlatan her işe varım dercesine zevk aldığım bir diğer önemli ayrıntı.Hayatımı onlara borçluyum,bana çok şeyler öğrettiler.Hatta şuan kütüphanemden size selam yolluyorlar…

Mücadele etmek:Yapabildiğim güzel işlerden bir tanesi de bu galiba.Pek düşünmedim bunu bulmak için.Hayatın bana vurduğu darbelere karşı boyun eğmemek.Sanırım ırsi,annemden bana geçtiği iddiası ortaya atılabilir.

Gezmek:Aslında gezenti biri olduğum pek söylenemez.Ama gezdim mi tam gezerim.


En iyi 4 film:

Beş Vakit

Emily Rose

Fidan Hanıma Ne Olacak?

Üçüncü Sayfa


Yaşadığım 4 yer:

Bilecik

Sakarya

Bir de dırdırcı gibi İstanbul Hayallerim;


İzlediğim 4 Tv programı:

Yedi Numara

Yol Arkadaşım

Anında Görüntü Show

Yeditepe İstanbul


Tatil İçin Gittiğim 4 yer:

İstanbul

İzmit

Eskişehir

İznik


En sevdiğim 4 yemek:

Kabaklı Pide

Barbunya(Annemin Ellerinden)

Patlıcanlı Pilav

Kütük Tatlısı


Hemen şimdi olmak isteyeceğim yer:

İstanbul ya da Ege’de herhangi bir yer…


Bir yağmur damlası olsaydım düşmek isteyeceğim 4 yer:

Annemin kalbi,hayatın orta yeri,cennet bahçesi,gökyüzü

Eh,pek bir Dırdırcı vari oldu bu yazım ama dostlarımdan ve beni seven insanlardan ilham almak her zaman beni onurlandırmıştır.

Teşekkürler Dırdırcı…



16 Ocak 2009 Cuma

Can'ın Labirenti



Dengesizlikler aleminin son sayfası.Muhteşem bir günün özetini aktarmak istiyorum.Bu kadar renkli ve hayat dolu bir günün yorgunluğunda bakalım yazarken işin içinden çıkacak mıyım?

Her zamanki gibi sabah erkenden teyzemin örmüş olduğu atkı ve şapka ile birlikte yola çıktım.Ayakta geçen bir belediye otobüsü manevrasından sonra yola koyuldum falan filan.Günlük modundan kendimi hemen çıkarıyorum.Dün akşam çalışmayıp Melekler Korusun adlı diziyi izlediğimin ertesi günü yani bugünkü edebiyat sınavından beş aldım.İyi ki de çalışmamışım…Fizik hocamız sağ olsun yazılıları hemen okudu ama biz bir türlü öğrenemedik.Çünkü sayın hocamız sonuçları e-okul denen baş belası bir siteye attığı için yanında getirmemiş.Kaç gündür site kapalı,işte milli eğitim işte şaheser eğitim sistemimiz.Her neyse,tarih hocamız bize “Kanlı Elmas” adlı bir film izletti.Hayatımda izlediğim en çarpıcı ve gerçekçi filmlerden diyebilirim.Ama sonunda elmas karşıtı birisi olmanız ve ucuz genç kızların evlilik hayallerini süsleyen aptalca pırlantalardan nefret etmeniz muhtemeldir.

***

Okuldan çıkış ve dershaneye gidiş.Okuldaki yedi saatlik bir eğitimin üzerine bir saatlik arayla iki saatlik bir eğitim daha.Hayranım şu sisteme…Çarşıda bir sergi vardı.Malum günümüzün en büyük sorunlarından bir tanesi.İsrail denen baş belası.Filistinli kardeşlerimize yardım amaçlı yapılan bir fotoğraf sergisini gezdik.Vahşet kelimesinden daha ileri ve ucube bir kelime düşünemiyorum bu lanetli kafalar için.Kurşun gözlü kötücül adamlar…Hep maden peşinde…

***

Yüreğimde bir sızı kitapçıya uğrayalım üye kartlarımızı alalım dedik.Ama daha çıkmamış.Kitapçıdaki afişlere bakalım derken bir de ne göreyim.Avril Lavigne’nin kocaman bir afişi.Kaptığım gibi kasiyerin yanına…5 Tl gözden çıkarmama annem bile bir şey demedi.E ucunda Avril olunca işin…Sonra direk derse girdim.

***

Sınavların ardından yarında inşallah şöyle güzel bir film keyfi yapacağım.Filmlerimin adı:

Üçüncü Sayfa

Umudunu Kaybetme;

Arkadaşlarla film kulübü kurduk,her hafta ortaklaşa para toplayıp bir film alıyoruz ve sıra sıra izliyoruz.Maksat Öss zamanı hem maddiyat silinmesin hem de kültür artsın.Bu da şeye benzedi.Nazi’nin “Ya,Can bana yabancı rock şarkılarını dinlet,üniversitede rock kültüründen eksik kalmayayım”…

***

Sevimli Günler beni bekler,Çiklet sütünü içer ve yatağa gider:)



10 Ocak 2009 Cumartesi

Ben Böyleyim:)



Bazı dilekleri vardır kimi insanların hayata dair;içimden geldi,samimi biriyimdir ben.Fizik yazılısı öncesi mutlu olmanın yollarını arayıp hayatta yapmak istediklerimi yazmaya karar verdim.Belli de olmaz aslında,ne yapsam da yapmasam derken bunlar çıkıverdi klavyenin tuşlarından,soğuk parmaklarımdan(malum kömür fiyatları);


:)Üniversite sınavını kazanmak ve iyi bir öğretmen olmak(gelecek olan puana göre değişmesi muhtemeldir)

:)Üniversitede tarzımı değiştirmek,yani ne bileyim daha özgür ve kendime göre olmak.Mesela bu küçük yerde yapamadığım şeyleri mesela…

:)Medya dünyasına dair işler yapmak ya da projelerde bulunmak(Bu ülkede Jön Türkler de olduğunu ispatlamak)

:)Yurdum bölgelerinden Ege’yi ziyaret edip zeytin kokusu altında ve denize karşı bir uyku çekmek

:)Memleketimiz Gürcistan’a gidip hala maddi gelir getirecek olan mallarımız varsa üstüme zimmetlemek(Devir para devri)

:)Uzakdoğu seyahati ve Geyşa evlerini ziyaret(Yanlış anlamayın,Bir Geyşa’nın anılarından sonra merak ettiklerime bakmak yani amaç)

:)Onun kafasına tükürmek ve suratına kapının en odundan yapılmışını çarpmak

:)Bir film projesi ve bir kitap projesi gerçekleştirmek

:)Miting düzenlemek,ama sıradan bir miting değil kendini kendi olduğu için sevenlere ait bir miting

:)Çevre kuruluşlarında görev almak

:)Çok gezdim emeklilikte de oturmak ve gençliğe özlem duymak


İşte yaptım hayallerimi yazdım,ne yapayım ben böyleyim…



1 Ocak 2009 Perşembe

Küçük Cengaver



Zamanın birinde bir cengaver yaşarmış.Gözünün ilmiklerindeki pehlivan bakışı,nice atlının göklere koşmasına bedelmiş.Gel zaman git zaman yolu küçük bir kasabaya düşmüş bu cengaverin,kendini göklere adamayı bellemiş.İlim irfan sahibi,mezhep sahibi aklı onu tutamamış hiçbir yerde,ama o buraları çok sevmiş.Yaşamının devamını buraya atmayı uygun kılmış.Saplamış gözlerinin kavlini yere dikmiş asasını toprağın üzerine.


Bir kervan misali sırtlanmış yükünü gelmiş bir yerleşim yerine.Mezalim divanından kalma bu heybetli yerden bir alacağı varmış.Yaşamaya başlamış halkın arasında onlardan biriymiş gibi.Bir tek melekler bilirmiş halbuki onun kudretini.Yıllar yıllar üstüne,zaman zaman üstüne eylemiş kendini.Tıpkı bir kum saati gibi,çöl kumundan bir saat gibi.Viran eylemeden kendini zaman hedeflerine varmak için tez düşüne durmuş.Evinin önünde diz çökmüş mevlaya,yaratana.Sahip olmak istediği tek şey,yaşamının geri kalanında mutluluğa sahip olmak,karanlığın aşüfte kudretinden ırak,dil dökmekmiş gönlündekileri.O anda yağmur yağmaya başlamış,öylesine hızlı yağarmış ki,bütün insanları evlerine barklarına yollarmış.O sıra dua etmiş küçük cengaver,şöyle geçmişine bir adım atmış tahayyülünde,kırılmış bir mızrak gibi kırılan gönlünün esefle reddettiği mimarlarını seyre dalmış.Bir kez daha hınçla bakmış onlara.Onlar bilmiyorlarmış,bin kötülüğün hiddetine bir dua yeter…


O anda çocukluğu gelmiş gözünün önüne,kendini yaralayanları bir bir tespit etmiş içinde.Yüreğine doruca bir dokunmuş.Ey Mevla’m;Bu minik bedene zarar verip,yıllar boyu küskün yaşatan şu küçük cengaverin yolunu aç,zaman kötülerin üstüne çöreklensin,iyilerin ahını onlara iade etsin…O an daha da hızlı yağmaya başlamış göklerin heybeti.Bir bir delmeye başlamış,kötülük yapanların damını,kudretini.Hepsi can havliyle kaçışıp gitmiş o yerden.Bir güneş açmaya başlamış küçük cengaverin gözlerini kamaştırana kadar...Ulu bir ses gelmiş sonra zamanın ötesinden,güneşin sesiymiş bu.Onu kucaklamış,tüm kötülüğü yeryüzünden alıp sev,inci getirmiş.Biliyormuş cengaver,dilediklerinin olacağını,biliyormuş cengaver güneşin oğlu olacağını…İşte o an…


Ulak'tan sonra ben de iz bırakanlar;

Hayat dayatırken acıları
Ayrılıklar bırakmaz insanı
Seni kaderime yazmak istesemde
Yıllar sildi o sayfayı...

Yol Arkadaşım'dan;