Bu sabah erken uyandık, kahvaltı yaptık. Seminer dönemi başlamadan önce biraz alışveriş yapmamız gerekiyordu. Kahvaltıdan sonra önce annemin ilaçlarını yazdırmaya, sonrasında da alışverişe gitmeye karar verdik. Giyim kuşama pek düşkün biri değilim. Üzerimdeki şeyler giyilmez hale gelene kadar giyerim, çok az kıyafet alışverişi yaparım. Çalışmaya başlayacak olmam nedeni ile birkaç elzem eşyaya ihtiyacım vardı. Sabah olumsuz hiçbir şey olmadı ama içimde bir sıkıntı ile uyandım. Kahvaltıdan sonra annem hazırlanmaya başlamıştı, ben de yatağımda oturmuş müzik dinliyordum. Onun hazırlanması bittikten sonra ben de hazırlanacaktım. Bir anda tarif edemeyeceğim bir baskı hissettim vücudumda. Titremeye ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Hemen annemi çağırdım, bir süre onun omzunda ağlamaya devam ettim. Sanki kötü bir şey olacakmış gibi bir his vardı içimde, çok ağır bir his. Bunu nasıl tarif etsem bilemiyorum. Sanki beni boğuyorlarmış gibi. Bir şeyler çok ağır gelmiş gibi. Kendime geldiğimde yarım saate yakın bir zaman geçmişti. Biraz derin nefes aldım, su içtim ve oturup dinlendim. Annem programı iptal edelim dedi ama etmek istemedim. İşlerimizi hallettik ve eve döndük.
3 yıl önce arkadaşlarımla birlikte Olimpos'a tatile gittiğimizde de benzeri bir şey yaşamıştım. Zaman zaman sebepsiz ağlamalarım olur. Bir film izlerim, bir şeyler okurum ve ağlamaya başlarım. Bazen durup dururken ağlamak gelir, içim acır. Özellikle bu ağlamalarım depremden sonra artmaya başladı. Uzunca bir süre etkisinden çıkamadım. Bu durum İstanbul'da yaşadığımız için kaygılarımı iyice tetikledi. Fakat tek sebebi bu olamaz. Bu sabah neden böyle bir şey yaşadım, beni tetikleyen bir şeyler mi oldu anlam veremiyorum. Normalde bir insan yeni alacağı şeylerden mutlu olur, en azından buna dair bir heyecanı olur. Bende ise bu durum bir zorunluluk olarak işliyor. Çalışıyorum, iş yerinde yırtık ayakkabılar ile dolaşamam biliyorum fakat bunu çok umursuyor muyum? Hayır, senelerdir yalnızca iki ayakkabım var ve kenarlarının yırtılmış olması benim için dert değil. Ya da kirli ve iyice eprimiş olmamak koşulu ile giydiğim giysilerin hiçbir önemi yok. Bunlar benim için heyecan verici şeyler değiller, bugün yaptığım hiçbir alışverişe de mutlu olamadım. Sabah bu olumsuz deneyimi yaşamamış olsaydım da alışverişten mutlu olarak dönmeyecektim. Yaşadığım bu durum sanıyorum panik atak gibi bir şeydi, tabii ki kendime tanı koyamam ama okuduğum, bildiğim kadarı ile böyle bir deneyime benziyordu. Epey kaygılı da bir insan olduğum su götürmez bir gerçek.
Bir daha aynı şeyi yaşamam umarım, çünkü çok olumsuz bir deneyimdi. Üç yıl öncesinde yaşandı ve bir daha yaşanmayacak sanmıştım, yanılmışım. Bunun üzerine biraz düşüneceğim. Belki de artık gerçekten bir psikolojik destek almanın vakti gelmiştir.
6 yorum:
Psikolojik destek aslında hepimizin ihtiyacı. Ben de çok uzun yıllardır alıyorum. Bence sana da çok iyi gelecektir. Şöyle aynı frekansı yakalayabileceğin bir psikolog da bulursan bir müddet destek alman bence çok faydalı olur. Benzer şeyleri ben de yaşadığımdan ne derece yoğun bir sıkıntı anlattığını tahmin edebiliyorum. Çok geçmiş olsun.
Kim Bilir,
Çok teşekkür ederim. Üç yıl önce benzeri bir deneyim yaşamıştım, bu seferki de benzer olunca beni biraz ürküttü. Bir anda, sebebini bilmediğim bir korku ve kaygı ile açığa çıktı. Bu yıl destek konusunda bir araştırma yapacağım. Bu tarz durumları söz ile tarif etmek de mümkün olmuyor pek. Umarım bir daha yaşanmaz.
Öğretmenlik çok ilginç bir meslek. Sınıfta bana bakan en az 25-30 kamera var ve hepsi benim her bir hareketimi kaydediyor gibi düşünüyorum ben. Saçımın telinden ayakkabımın bağcığına dek. Önceleri farkında değildim ama sonra öğrencilerimin dedikleri şeyler - hocam turuncu küpeleriniz daha güzeldi, hocam saçınızdaki yeşil tutam gitmiş, hocam bu çantanız yeni vb. - sayesinde durumu kavradım. Sizin için - belki de çoğumuz için - önemsiz olan detaylar öğrencilerimiz için önemli. Onların yaşına indiğim - eğlenceli şeyler giydiğim, değişik küpeler taktığım vs. - günlerde öğrencilerin derse daha dikkatle katıldığını gözlemliyorum. Baştan ayağa toz pembe giyinip beyaz bir spor ayakkabı ile okula gitmeyi deneyin. Özellikle 5. ve 6. sınıflarda etkisine inanamazsınız öğretmenim :) O kadarı benim için çok fazla derseniz meyveli küpe edinin bir çift. Mesela karpuz dilimi ya da limon dilimi şeklinde küpelerle gidin. Bu ufacık ayrıntının bile dikkatlerini çekip dersi daha çok sevmelerini sağlamanıza yardımı olacaktır :)
Manxcat /KuyruksuzKedi,
Söylediklerinize katılıyorum, öğrencilerin bizleri çok dikkatli bir şekilde gözlemlediklerini görüyorum. Sanki her gün bir sanatçı gibi sahneye çıkıyoruz ve tüm gözler üzerimizde :) Ben erkek olduğum için tabii kadınlar kadar kıyafet seçeneğim yok, kIyafete de pek düşkün olmayınca sıradan bir şekilde gidiyorum. Ama farklı bir renk ya da her zamankinden değişik şekilde giyindiğimde öğrencilerin dikkatlerini çok çekiyor :)
Oyyyy 😅😅😅 Ben erkek olduğunuz detayını (?!) kaçırmışım 🙈 Kusruma bakmayın lütfen 😳
Manxcat / KuyruksuzKedi,
Estağfurullah ne demek, cinsiyetin hiçbir önemi yok zaten :) Çalıştığım okulda görünüşüne, giydiklerine çok dikkat eden erkek öğretmenler de var tabii, sanırım benim ruhumda olan bir eksiklik bu :) Yoksa tespitleriniz ve verdiğiniz bilgilerde çook haklısınız, ben de biraz bunun için çaba harcamalıyım bence :)
Yorum Gönder