13 Haziran 2018 Çarşamba

Call Me By Your Name

Dün işten geldikten sonra ne yapsam ne yapsam diye deli kuş gibi evin içinde dört dönerken birden aklıma geldi, ne zamandır erteliyorum açıp izleyeyim bari şu filmi dedim ve call me by your name'i izledim. 

Uzun süredir bu kadar dokunaklı bir film izlememiştim, filmin geçtiği mekan çok hoşuma gitti. Kuzey İtalya, yeşiller içinde eski ve güzel bir ev. Gizli sığınaklar, su yalakları, nehir, deniz, tarihi eserler ve sanat dolu bir coğrafya. Tüm bunların dışında Elio karakterine can veren yetenekli oyuncu timothee chalamet gerçekten harika bir performans sergilemiş. Epik, enteresan bir yüz. Ve kaslı, bebek yüzlü aktör bayağılığından bizleri kurtardığı için ayrıca tebrik etmek istiyorum. 

Her ne kadar film klişe bir konudan yola çıksa da, klişe bir konu ile nasıl muhteşem bir film yapılabileceğinin dersi verilmiş sanki. Son sahnede elimde ince belli çay bardağı ve bir sigara ile birkaç damla gözyaşı döktüğümü de itiraf etmeliyim. Özellikle son telefon konuşması sahnesinde, elioooo, oliverrrr...

Hiç yorum yok: