11 Kasım 2016 Cuma

J.K. Rowling: Harry Potter ve Lanetli Çocuk


Tüm dünyada Harry Potter severler tarafından büyük bir heyecan ile beklenen "Harry Potter ve Lanetli Çocuk" isimli devam kitabı 3 Kasım itibari ile ülkemizde raflardaki yerini aldı. Kitabı 3 Kasım tarihinde çevremde bulamadığım için internet üzerinden sipariş verdim bu yüzden birkaç gün kadar kargonun elime ulaşmasını bekledim. Elbette ki bu süreyi de Harry Potter hakkındaki bilgilerimi tazeleyerek, film müziklerini dinleyerek geçirdim. 

Öncelikle şundan bahsetmek istiyorum; bana yıllar sonra gelen bu tarz devam kitapları çok doğru gelmiyor. Ardı ardına okuduğumuz ve tüm dünyanın belki de en çok sevdiği seri olan Harry Potter hikayesini uzun yıllar önce bitirdik. Zorlu Hogwart savaşları ile heyecanımız doruğa çıktı ve yine iyilik kazandı, pek çok iyi yürekli ve önemli kahramanının ölmesine rağmen, serinin sonunda Harry Potter ve arkadaşlarının savaşı kazanması içimizde tatlı bir umut bıraktı.

Elbette kitabı alıp büyük bir heyecanla okudum, tıpkı yıllar öncesinde bir çocukken olduğu gibi gece gözüme uyku girmedi, köşeme çekilip kitabın tadını çıkardım. Sahne metni okumak okur olarak alışık olduğumuz bir durum değil, bu yüzden okuması beni biraz zorladı.

Gelelim Harry Potter ve sonrasına. Öncelikle, hikayenin Albus etrafında döndüğünü söylemem gerekir. Albus ve Scorpius, içerisinde Voldemort'u ve meşhur kehanetini barındıran bir maceraya atılırlar. Maceralarının özünde ise yıllar önce Üç Büyücü Turnuvasında ölen Cedric'i kurtarma hayali vardır. Bu iki yakın arkadaş, ellerine geçirdikleri zaman döndürücü ile bir sürü macera yaşayacaklardır. Malfoy'un oğlu ile Harry'in oğlunun en yakın arkadaş olmaları da pek güzel değil mi?

Eserin en heyecan verici olan taraflarından biri de bence Harry Potter ve arkadaşlarının orta yaşlı hallerine tanık olmaktı. Aralarındaki diyaloglar, bir arada oluşları ve özellikle Malfoy ile olan yakın ilişkileri beni epey duygulandırdı. 

Hikayenin başında Harry ve oğlu Albus arasındaki çatışma beni fazlasıyla kederlendirdi fakat hikayenin sonuna doğru toparlandılar. Harry'nin ilk oğlu James hakkında ise neredeyse hiç bilgi verilmemiş olması beni biraz şaşırttı. 

Kitabı hemen rafımdaki serinin sonuna ekledim. Baktıkça mutlu oluyorum, içimi bir sevinç kaplıyor. 25 yaşına geldim ama hala Harry Potter benim için en yakın dost, sırdaş. 

Çeviriler yine Sevin Okyay ve Kutlukhan Kutlu'ya ait. Zaten başka birilerinin çevirdiğini düşünemiyorum. Onlara da ayrıca teşekkür ederim ve tüm Harry Potter severlere keyifli okumalar dilerim. 

Hiç yorum yok: