25 Nisan 2011 Pazartesi

Acı

Acı ne demektir ? Kimimiz daha derinden yaşarız fakat çoğumuz tekdüze,hiçbir şey umurumuzda olmadan yaşarız.Peki ya davası uğruna hayatından vazgeçenler ? Kendi hayatından daha yüce bir hayat yaratmak için kendi davasını sürdürmeye çalışanlar ?

Eğitim sistemimizin bile bireyselci olduğu bir anlayıştan vazgeçip,toplumsallığı yaratma uğruna kendi hayatından sonsuza dek vazgeçenler ?İşte gerçek insanlar onlar.Diğerleri bir hayalden,hayaletten ibaretler.Peşinden koştukça kendi davamızın,aydınlığa öyle çıkacağız.Geçmişin kalbimizde tekerrür etmesindense,davamız uğruna geleceği kucaklamalıyız.Tıpkı,karların üzerine düşen kan rengindeki bir sevda gibi.Taptaze ve kıpkırmızı olmalıyız.

Cemal Şan’dan bahsetmişimdir yazılarımda.En sevdiğim yönetmenlerden,benim için kült filmler yapan bir yönetmenden daha öte bi yerde kendisi.”Zeynep’in Sekiz Günü”,”Ali’nin Sekiz Günü” ve “Dilber’in Sekiz Günü” derken,şimdi de “Acı” adlı filmini izledim.Bir dede torun ilişkisinden öte,bir acı,bir dava meselesi,bir gönül meselesi,bi aşk meselesi,bi kavilleşme merasimi adeta.Nesrin Cavadzade yine karışımızda bu filmde de.En beğendiğim oyuncudur kendisi.O da benim için kült bi oyuncu olmaktan başka şeyler ifade eder.Yeri gelir Dilber adında inatçı,sevdiği uğruna kendini hapis eden,dirlik düzene karşı başkaldıran yürekli bir köylü kızı,yeri gelir dağlarından derinliklerine uzanan bir kardelen misali,davasından,karından,soğuğundan asla vazgeçmeyen Nesrin adında güçlü bir kız olur.

“İnsana yakışır bir şekilde yaşamak için insanca olmayan her şeye “hayır” demek gerektiğini anlatmaya çalışan,insana,hayata ve evrene dair bir hikayedir..” Böyle demekte filmin arka kapağında.Başka nasıl tanımlanabilir ki böyle yürekten bi film.

Erzincan’ın iki bin metre yüksekliğinde bi dağ köyünde zor şartlar altında çekilmiş bi film.O kadar sıcak ve samimi,o kadar bizden ve düşündüren bir yapıt ki,bu filmleri kaçırmadığım için kendime de arasından pay biçip,mutlu oluyorum.

İnsana yakışır bir biçimde yaşamak için,bunu daha iyi anlamak için,Cemal Şan,Şenol Şentürk ve Nail Yurtsever gibi yetenekli üçlünün bir araya geldiği her film seyredilmeli diyorum.Tıpkı her geçen gün,yaşlandıkça içimizdeki “acıyı” seyrettiğimiz gibi.

Hiç yorum yok: