19 Ağustos 2009 Çarşamba

Hüznükar


Göç yolları…Nerede ve kim olduğunu bilmeden yaşamak…Özünü kaybetmek ölesiye,yolların vazgeçilmez hainliği,uzaklığı…Bir dağ yamacına oturmak…Sisli ve karlı bir dağ yamacı…Çok uzaklarda beklemek birilerini.Can dediğini yarı yolda bırakmak,unutabilmeyi öğrenmek…Çok zor şeyler bunlar.Yaşamın kıyısında bir hayatın içindeyiz.Kimse kimsenin ölümünden veya doğumundan sorumlu değil,olamaz.Tek canız bu hayatta.Kendi kimliğimizde,varoluşumuzla.Ne kadar önemlidir gözler.Evet,oraya bakarak tüm insanın karakterini açığa çıkarabilirsiniz.Siz buradasınız,ya geride kalanlar…Sadece anıları yanı başımızda.İnsanın kendi kendine ayakta kalması çok zor elbet.Bir başına.Belki de bu yüzden seçtim ben eğitimciliği.Çok param olsun istemiyorum.Birinci sınıf uyarlama dizilerdeki başrol oyuncuları kadar da param olsun istemiyorum.Onlar gibi bir hayatım olsun hiç istemiyorum.Belki kırıldım bu şehirde,bu topraklarda çok fazla acı hissettim.Ama ben bu vatanın çocuklarını okutmak istiyorum.Orada bekliyorlar beni.Soğuk bir kış gününde hep birlikte bir soba eşliğinde ısınmayı öğretmek istiyorum onlara.Bu tarih kokan doğamızı ve coğrafyamızı yutturmak istiyorum ellerinde bir damla Türk Bayrağı rengi…Eğer bu dünyadan gideceksek,bu nefret,bu hırs,bu kavga niye.Neden yerleşmişiz bu kadar dünyanın orta yerine.Sokaktaki bir kedi portakal rengi bir yumakla oynarken biz niye umursuyoruz bu hayatı hala.Neden başkalarının bakışları altında yaşıyoruz.Çünkü bireysellik yok ülkemizde.Zamanın göçleri ve umutları hep yüreğimizde ilerliyoruz.Biz de aslen Gürcü’yüz.Rus yıkımı sonrası buralara gelmiş soyumuz.Kim bilir kaç akrabamız Gürcistan’da bizim yolumuzu gözler.Unutturulmaya çalışılmış tarihimiz.Ayrı düşmüşüz sevdiklerimizden.Sığınamamışız kimselere…Bir film izledim bugün…Saçma filmlere inat.Belki iki bin belki üç bin izleyicisi.Ama anlamlı bir göç hikayesi…Yeşim Ustaoğlu’nun filmi.Bulutları Beklerken…

Ben direneceğim bu dar paça popüler kültüre.Bu dünyaya gelmişsem muhakkak bir sebebi var.Benim bir görevim var.Ve bu görev sadece lakırdıdan ibaret değil.Bir oyun değil.Ben görevimin bilincindeyim.Asıl hayatın bundan sonra olduğuna inanıyorum ben.Çok daha güzel…Bu yaşadığımız sadece evrimin bir parçası.Ben de bekliyorum bulutları.O bulut bir gün alıp beni doğuya götürsün istiyorum.Batı fazla bana.Çok kalabalık,çok modern,çok cahil,çok yobaz,çok ahlaksız,fazlasıyla kibar,alacalı bir şey…İstiyorum ki yalnız başıma bir takaya binip denize açılayım.Yanımda sadece bir gece lambası.Gecenin karanlığı.Sevenlerim sormasınlar yolculuk nereye,binsiler benimle gelsinler…Bir kere de amaçsız yaşamayı öğreteyim onlara,sadece ilerlemeyi.Dünyanın tadını çıkarmayı ve bir kere olsun rahat hareket etmeyi.Bir bulut kadar maviyim şimdi.Ama yüreğim hüznükar.Eylem Aktaş’ın yüreğinden gelen güzel sesin tınısı kadar.Ahde vefa kalmadı dostlar;)

6 yorum:

MOMOL dedi ki...

umarım herşey gönlünce olur çiklet:)
bu arada senin için blogumda bir ödül var:) bir ara uğra istersen:)

Ulfet Sahin dedi ki...

Beni yine deli gibi duygulandırdın, ağlattın çiklet:(

Sana mail atmıştım aldın mı:(

Bunaldım ya!!!

Beyaz Çiklet dedi ki...

Momol;
İnşallah şimdi damlıyorum bloguna;)
Noneless;
Ağlamak güzeldir ağla ama bazı şeyleri boşvererek.Bakıyorum şimdi mailime;)

Sevgi çiçeği dedi ki...

Yine döktürmüşsün can dostum güzel insan.Hayata bakışın o kadar güzel ki..Bunu sana kaç kere söylemişimdir Allah bilir.Ben de gitmek istiyorum;insanların yapamazsın,olmaz demesine inat.O herşeyin fazlasını hakeden çocukların gözlerinin ışığına bakarak anlatmak istiyorum onlara her şeyi.Az kaldı sabret gidiceğiz oralara...

Beyaz Çiklet dedi ki...

Sevgi Çiçeği;
Biliyorum arkadaşım ve meslektaşım,bunu yapacağımızı biliyorum ve onun içinde çalıştığımızı biliyorum.Az emek vermedik seninle akşamın bir vakti dershaneye oradan yazılı çalışmaya koşturduğumuz günleri...Her şey gönlümüzce olsun umarım;)

Adsız dedi ki...

yazını okurken ck duygulndım,ck guzel ıfade etmıssın bırılernn umursamaz bencıl hallernı.keske her ınsan durup da bı bnlrı dusunebılse,dunya daha yasanır hale gelır bnce.feray