3 Ağustos 2009 Pazartesi

Aşk Üzerine Tekleme


Duygusallık…Benim en çok üzerinde düşündüğüm ve şahsıma münhasır çıkarımlarda bulunduğum konulardan biridir.Kime göre neye göre duygusal?Ya da bu kelimenin sadece tek bir tanımı olabilir mi bir yerlerde.Uzakta…Çöl gülü kadar sakin bir şey bu duygusallık denilen şey.Aşk kadar pembe.Wakan Tanka;bir yazısında Elif Şafak’ın Aşk adlı romanının pembe kapaklı olması sebebiyle erkeklerin okumak istemediklerini;vapurda orada burada kendilerine pembe rengi yakıştıramadıklarını söylemişti.Bana trajikomik gelen bu olaya karşı dün bir kitap satan sitede rastladım.Bir de ne göreyim gri kapaklı Aşk çıkmış.Birden gülmeye başladım.Bu Türk Milleti’ne artık söyleyecek laf yok.Ulan kardeşim pembe tişörtten tutunda içinde pembe olan bir sürü şey giyersiniz.Yine Wakan Tanka’nın bu yazısına karşılık yazdığım yorumda akan kanlarınız bile pembe iken nedir şimdi bu yobazlık demiştim.Gerçekten gidişat kötü.Oysa daha önce belirttiğim gibi en kalabalık mekanlardan olan otogarda elimde kocaman bu pembe kitapla gezmiştim.İçeriğin değil kapağa verilen önemin bu kadar hassasiyetli bir konu olmasının kitap satışlarının ne kadar olmasıyla bağlantılı olduğunu belirtmek isterim.Amma da uzun cümle oldu.Halbuki son mantık yazılısından altmış falan almıştım.Çok gıcık bir dersti hiç sevmem…


Her neyse ben duygusallığın benim lügatımdaki tabiriyle uğraşıyordum.Son zamanlarda kendimi ifade eden çeşitli kelimelerle bir kolaj yapayım dedim.Neticede burası benim mekanım.Hassas olmakla duygusal olmak olmaz arasından aslında çok büyük bir fark var.Hele duygusallığın romantiklikle karıştırılması ise beni deli ediyor desem yeri var.Ya bu romantiklik denilen şey ne kadar sahte ne kadar düzenbaz yılışık bir şeydir.Pençelerini geçirdi mi ele avuca sığmaz bir piçimde yok eder tüm sevenleri.Tıpkı kurt adamlar gibi…Sinirli…Aslında pek hoşlanmam aşk konularından konuşmaktan ama madem Aşk adlı eserden örnek verdik ben de idolümdeki aşıklardan bahsedeyim.Elbette ki,benim hayatımın her şeyi,özümsediğim bir bildiri,ya da arasına fesat karıştırdığım bir ihale,tatlı bir çörek…Bu duygular kadar taze,Yedi Numara’daki Vahit Emmi ve Zeliha Teyze aşkıdır.Ama şunun altını çizeyim aşk baki değildir.O yüzden evlilik saçma bir kurumdur.Kim ne derse desin bu böyledir.Ayrıca bir şey daha yumurtlayayım mı;sorguluyorum da televizyondaki evlilik programlarına çıkan insanlar neden yalnızlıktan sıkıldım kendime bir hayat arkadaşı arıyorum derler de yeni bir aşk arıyorum demezler.Çünkü aşk biter,insan kendisine bakacak birini arar.Onunla yalnızlığını gidermek ister.Ama asla aşık olamazlar…İnsan yalnız doğar ve yalnız ölür.Her insanın içinde bambaşka insanlar yatar bana göre.Beyza’nın Kadınlarındaki gibi bambaşka insanlar…İçinizi asla bir başkası bilemez.Aşık olsanız bile…


Bak hayat bu iniş çıkış

Bir adımda aşka dalış

Tut elimden yol arkadaşım

Kaderde aşık olmakta varmış…yine…(Ama ben aşık değilim yanlış anlaşılmasın kısmetlerim kapanmasın sadece yazıya uygun fon müziği:)


Yol Arkadaşım:)



5 yorum:

Adsız dedi ki...

kısmetlerın kapamasın ha:) snı matrak cıklet. ınsann herzamn yalnız oldgu dusuncen bnmde sabıt fıkrımdr.buarada elıf safak ne mutewazı we olgun bı ınsan kı,kıtbınn sırf bazı komplekslıler yuzunden baska bı renkte basılmasına ızın werdı.ama kıtp okunsun yeter kı:) yazın yıne akıcıydı.f.e.

Adsız dedi ki...

çok saçma....şu pembe, gri meselesi yani... anlayamıyorum...kitap okuyan bir insan bzaı şeyleri aşmış demektir, nasıl o erkekler bole bişeyi takarlar anlamadım, sanrım mahalle basksıı...

gizmoo dedi ki...

ainen koptum bende ya. pempe kapaklı die kitap okumak istemeyen insanlar var... zaten ben kendımı bıldım bılelı dıyorum yasanmaz bu ülkede diye. senede bır geliceksin özlem gidereceksın. bi haftadan sonra bozarr adamı=)(Cok cıddıyım)

Beyaz Çiklet dedi ki...

F.e;
Amin;)Evet insan yalnızdır bu böyledir sanırım daha önce konuşmuştuk:)Evet kitap okunmasına okunsun da ben açıkçası kitabın orijinal haliyle kalmasından yanayım.Elif Şafak'ın aşırı bir ticari kaygı güttüğünü zannetmiyorum:)

Wakan Tanka;
Tamamiyle haklısın;)

Gizmoo;
Nerelerdesin sen bakalım hoş geldin:)

MOMOL dedi ki...

her şeyin bi son kullanma tarihi olduğu gibi aşktada bu durum mevcut, tarihi geçen aşkı bi yerlere bırakıyoruz; yolumuza saygı, karşılıklı hoşgörü vb şeylerle devam etmeye çalışlıyoruzz...
keşke sürekliliği olan bir duygu olsa, insanlar arayışlar içine girmese...

:) kitabın değişik renklerde basılması gerçekten komik, ama bu şekilde olmasına mecbur bırakan türk erkeklerimiz daha komik:) bir renkle erkekliklerine laf geleceğini düşünmeleri ne kadar sorunlu bir yaklaşım :)