8 Ekim 2011 Cumartesi

Değiştiremeyeceğin Şeyler İçin Ağlama


Düstur edip hayatımı,suskun bir şehirde nice yaşlara devam etmek istesem de,içine girdiğimiz kalabalığın peşinden koşturmak en güzeli belki de.Kendimizi avutmak adına,kırdığımız şişelerin dibine daha yakından bakmak adına.Boş yere yaptığım ne çok şey var hayatta.

Hayrına meyletmez kimse,kendimize düşman kendimize yenik olma durumunu nasıl aşmalı,bilmem.Gidip gayr-ı ihtiyari bir yaşam mı edinsem kendime ya da eski bir sergiden yitip giden bir hayatı seçip kendime örnek mi çıkarsam,bizim sehpanın üzerindeki dantel örneği gibi,bir ilmek daha mı atmak demek hayat üzerine.

Chris Abanı'nin Graceland isimli kitabını okuyorum,bir yerde diyor ki

" Değiştiremeyeceğin şeyler için ağlama "

Peki ağladığımız şeyler değiştiremeyeceğimiz şeyler mi ? Bu sorunun cevabı ne yazık ki evet.
Boşuna mı ağladım bunca sene ?

Boş yere.

4 yorum:

Haplo dedi ki...

"Değiştiremeyeceğin şeyler için ağlama", ne çok söyledim bir arkadaşıma bu lafı.. bunu görmek için olayın içinde değil dışında olmak gerekiyor belki de.. bir başkasını üzen, ağlatan, gözlerini kör eden şeye daha iyi bir bakış atabiliyorsun.hatta kaçamak bir bakış olsa da işe yarıyor ve ozaman gerçekte neymiş görüyorsun..

Beyaz Çiklet dedi ki...

Çok okudum bu sözü söyleyen,adı geçen satırları devamlı tekrarlayan metinleri.Ama sanırım çok haklısın,bunu görebilmek için olayın dışında olmak gerekiyor.Keşke her zaman içimizde olabilsek,dış dünyadan bağımsız.Belki o zaman bunu anlayabilirdik..

sufi dedi ki...

Hiç değilse ağlayarak tepki vermek değiştiremediklerine yine de en güzeli.Sessiz kalmıyor ve içine atmıyorsun hiçdeğilse.Sevgilerimle.

Beyaz Çiklet dedi ki...

Sufi ;)

Sessiz kalmamak ve gözyaşları akıtmak çoğu durumda rahatlamayı sağlıyor ama ortada değiştiremeyeceğimiz bir şey varsa bunu bile bile ağlamamak ve üzülmemek sanırım en iyi olanı.