
Kendisi ile tanışmam epey zaman oluyor. Lise yıllarımda gittiğim büyük şehirlerin birinden "Hoşçakal Berlin" isimli kitabını alıp okumamışım. Yıllar sonra üniversite dönemimde rafından çıkarıp okuduğumda çok etkilendim. Ardından "Tek Başına Bir Adam Geldi", defalarca okuduğum nadir kitaplardan biri olarak yazın dünyamda yer etti. "Mr. Norris Aktarma Yapıyor" adlı eserini de geçen yıl çok sevdiğim aynı zamanda edebiyat öğretmeni olan bir dostum ile birlikte okuyup analiz ettik. Geçtiğimiz Cuma kitapçıda yeni kitabını görünce çok sevindim, hemen aldım ve okudum.
Isherwood'un çok ritmik olmayan lakin beni etkilemeyi başaran bir dili var. Sade değil ağır bir dil ama etkileyici. Bunun dışında romanlarında, gerçek hayatının büyük bir kısmını resmediyor oluşu benim hoşuma giden durumlardan biri. Sahici, yalanı olmayan, eşcinselliğini dahi apaçık bir biçimde ortaya dökmek yerine, okuyucunun bir eşcinsel olduğunu anlamasına olanak verecek manalı aralıklar bırakabilen bir yazar. Bu tutumu da onu naif ve şahsiyetli kılıyor bence. Kendisi hakkında daha fazla kelam etmek isterim lakin şimdilik tadında kalsın. Ben de yaşadığım sevinci ve yayınlanmış olan son romanını okuyup, içimde güzelleyeyim. Ayrıca, Isherwood romanlarını basan Yapı Kredi Yayınlarına da teşekkürü bir borç bilirim. Mutlu ettiniz efendim.