Birkaç yazıdır yazdığım üzere 25 yaşıma girdim. Bu sene 25 yaşım epey ilginç geçti. Genelde doğum günlerimde hep çalışırdım ve kutlamalardan falan da hoşlanmazdım. Bu yıl öyle olmadı, sanki bir şeyler değişmiş, birilerinin kalbine daha çok düşmüşüm gibi.
Perşembe günü, mesaimin bitmesine yakın müdür yardımcım ve öğretmen arkadaşlarım ellerinde bir pasta ile sürpriz yaptılar. Çok mutlu oldum gerçekten. Ardından bir öğretmen arkadaşımdan pek güzel, minik bir hediye aldım. Mesai bitiminde eve döndüm, annem de kocaman bir pasta almış. Mumları yaktık, üfledik. Çok keyifliydi.
Dün ise çok sevdiğim iki yakın arkadaşımdan güzel bir sürpriz geldi. Kadıköy'e tiyatroya gitmiştim. Onlar da buluşmuşlardı. Ben tiyatroya gideceğim için yanlarına gidemedim. Ama onlar beni Haldun Taner Sahnesinin önünde yakaladılar, ellerinde beyaz bir çiçek. Sarıldık, dünyanın en büyük mutluluklarından biriydi. Çok güzel bir gelişme daha oldu lakin o özel, bana kalsın.
En şaşırtıcı olan ise bu doğum günü babamdan hediye geldi bana. Evdeydim, okula gelen kargoların maillerini gördüm. İsmime kargo gelmiş olunca öğretmen arkadaşımı aradım. Gönderenin ismini söyleyince çok şaşırdım. Bugün okula gelip kargomu açtım. İçinde hiç görmediğim bebeklik fotoğraflarım, annemin fotoğrafları... Bir albüm. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum. 25 yıldır görmediğim babamın, 25 yıldır göndermiş olduğu ilk doğum günü hediyesi. Sanırım bunu sindirebilmem zaman alacak. Duygularımı ifade etmek konusunda tıkanıyorum. Sadece yazıp anlatmak istedim. Hissettiklerime dair hiçbir söyleyemiyorum. Sadece fotoğraflara bakmakla yetiniyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder