21 Mayıs 2020 Perşembe

Aşk Durdukça

Yazmayalı neredeyse bir ay olmuş, yeni düzene alışma çabalarımızın üzerinden de ortalama iki ay geçmiş. Zamanın akışı konusunda hep şaşırırım, hala şaşırıyorum. Tabii, bu süreçte online eğitime yoğun bir şekilde devam ediyoruz. 

Evde olduğum süreçte kendime çok daha iyi bakmaya başladım. Yaklaşık bir buçuk aydır her gün spor yapıyorum, 7 kilo verdim, beslenme düzenimi de değiştirdim, bunun sonuçlarını da hızla görmek beni mutlu ediyor. 

Toplumsal tarih okumaya başladım, güzel kitaplar okuyorum, vakit olursa arada onlardan da bahsedeceğim. 

Bu süreçte bazı gönül meseleleri de olmadı değil; gene bir şeyleri yürütemedim. Bu sefer farklı gelişse de, yine tek başıma olmaya göz kırptım. Oysa pek güzeldi, yeşil gözler, masum surat, çocukça, çocuksu bir merhaba. Bilinmez bundan sonrası ne olacak. Bir şiir, birkaç şarkı, birkaç söz ve yine elveda. 

Evde kalmak kısmına gelirsek, ben mutluyum. İş zamanı yapamadığım her şeyi yapmaya çalışıyorum, bir yerlere koşturmuyorum, topluluk içinde olmaktansa ev içinde olmak bana çok iyi geliyor. 

Yüksek Sadakat'in "Aşk Durdukça" diye bir şarkısı vardı hatırlar mısınız? Ne de güzeldir. 

"Belki sana yazarım uğradığım bir şehirden
Renkli bir kart atarım, Mekke ya da Kudüs'ten..."