26 Kasım 2014 Çarşamba

Öğretmenler Günü Hediyeleri

Bu sene öğretmenler günüm oldukça bereketli geçti.Bir öğrencim origami ile yaptığı balıkları hediye etti bana.Çok başarılı,hemen masamın ve televizyonumun üzerine koydum süs olarak.Ömrüm boyunca saklayacağım.Bir başka öğrencim ise para atölyesinde yaptığı kendi parasını hediye etti.Para epeyce yüklü miktarda :)

Okul idaresinden de güzel hediyeler geldi.Üzerinde adım yazan,deri kılıf içinde bir dolma kalem.Doğrusu çok beğendim.Bunun yanında da el işlemeleri ile süslü,öğrencilerin yapmış olduğu bir kravat.Ve bir de görsel sanatlar dersi öğrencileri tarafından yapılmış olan minik bir kalp,altında ise güzel sözler.

En güzel hediye ise öğretmen arkadaşlardan geldi."Kirlenmek güzeldir" temalı bir Omo kağıdının üzerinde güzel sözler,kenarında bir sürü yıldız ve yanında bir kutu çikolatalı gofret.

İkinci öğretmenler günüm epey güzel geçti.Bir öncekine nazaran.Bakalım ilerleyen senelerde daha neler göreceğim.

24 Kasım 2014 Pazartesi

İlk Blog Yazım : İnsanoğlu

Bundan tam altı yıl önce başlamışım yazmaya.İlk yazımı yazdığımda henüz on yedi yaşındaymışım.Blogumda bir mazi yolculuğu yapayım derken tekrar paylaşmak istedim bu yazıyı.Ne çok şey değişti altı yıl içinde hayatımda...İtiraf etmem gerekirse oldukça beğendim yazımı,henüz o yaşlar için güzel bir yazı olmuş.Duygulanmadım da değil.Biraz da sorguladım,o zamanlar hayatı gerçekten yaşadığıma emin değilmişim.Şimdi yaşıyor muyum peki ? Sanırım bilmiyorum ama bildiğim bir şey var.Yaşamaya çalışıyorum,her insanoğlu gibi.

Derinlerde başladı önceleri hayat,çok iyi dip daldığını söylerdi hep.Bir namzet edasıyla çıkınca meydana ben de atladım peşi sıra eksik kalır mıyım hiç ? Takip ettim onu doyasıya.Karanlık bir gecede,daha avuçlarım terden parlamazken uzun bir yolculuğa çıkacağımı anlamıştım.Ama hiç çaktırmadım.Çok sağlam karakterliymiş,hiç yorulmadan düzgün adımlarla,başı gökte yürümeye devam ediyordu.Kimi zaman ıssız tepelerde hoyratça atarken boynunu sağa,kimi zamanlarda ise denizin esintisiyle kendine gelir gibi bakıyordu sol cenaplara.

Yaz kış demeden upuzun bir seyahat müjdelendi onun için.Sonradan öğrendiğime göre bu seyahat sonsuzluğa uzanırmış.Her neyse,o yola devam ettikçe ben de peşi sıra ilerledim.Bu arada kendimdeki devasa değişimin de farkındaydım.Ellerim yavaş yavaş büyüyordu,tenim bir buğdayın kabuğu gibi yanmaya başlamıştı.Karın dayanılmaz cazibesi altında,tutmasa da kimi zaman bedenimin bekçileri ayaklarım,ağır aksak da olsa devam etmeliydim yola.Nitekim öyle oldu.Hayat,bir yol çizmişti kendisine,haritasına bakıp bazı evlerin kapılarını çalıyordu.Çok ilginç gelmişti bana bu durum.Bazı evleri saatlerce ziyaret ederken,bazılarında bir dakika bile kalmak istemiyordu.Bazılarına ise hiç uğramıyordu.Önündeki kocaman dağlara seğirtip,nazlı bir gülümseyişin ardından çatılıveriyordu kaşları,ısırgan…

Çok yaklaşmıştım sonsuzluğa,sırrını çözecektim onun.Bu arada on yedi yaşıma gelmiştim.Kocaman bir delikanlı diyorlardı beni görenler.Ben ise bu tabiri hiç kendime yakıştıramazdım.Aradan farklı iklimlerin sarı sıcak coğrafyaları geçti.Bir gün karanlık bir mağaranın ağzında duruverdi hayat.Arkadan onu gözlemeye devam ediyordum.İçeriye girdi ve gözden kayboluverdi.Çok şaşırmıştım,olduğum yerde kala kaldım.İçeriden bir ses duydum : 

"Memnun oldun mu?" Hiçbir şey anlamamıştım ama bir anda cevap verirken buldum kendimi: ”Neyden memnun oldum mu?” Koskoca bir yol yürüdüm ve sen de beni takip ettin,memnun oldun mu”? Ben şeyyy diye kekelerken bir ses daha işittim ondan.Koskoca on yedi yılını kaybettin beni takip ederek,şimdi sana bu yılları kim geri verecek? Ah insanoğlu bir türlü anlayamadın zorumu,hayatı beni yakalamaya çalışarak değil de yaşayarak geçirseydin ne olurdu? “Şeyyy derken buldum yine kendimi,bu sefer boynum eğik geri dönüyordum."

Dünya Tarihi



















Bu aralar çok ciddi bir karar aldım.Kendimi resmen ders çalışmaya,kitaplara,ödevlere ve araştırmaya verdim.Üç dört saat uyku ile ayakta kalmayı başarıyorum sanırım.Ve evet böyle daha mutluyum.

Uzun zamandır hem öğrencilere faydalı olacak hem de beni temel olarak bilgilendirecek bir dünya tarihi kitabı arıyordum.Bugün buldum.Susan Wise Bauer adında bir yazar herkesin okuyabileceği,içinde temel bilgilerin yer aldığı dört ciltlik bir seri hazırlamış.Bugün metroydu metrobüstü koştururken ilk yüz sayfasını okuyuverdim.İlkçağ'dan günümüze kadar gelen basit düzeyde kapsamlı bir eser.Say Yayınlarından çıkmış.Dünya tarihi hakkında bir şeyler öğrenmek isteyenler için kesinlikle tavsiye ederim.

23 Kasım 2014 Pazar

Erzurum Güncesi



















İki günlük Erzurum turumu tamamladım ve İstanbul'a döndüm.Cuma sabahı Erzurum'a vardığımda ilk iş bir yere girip kahvaltı yaptım.Ardından en çok merak ettiğim yerlerden biri olan Yakutiye Medresesini ziyaret ettim.Gerçekten çok güzeldi,şehrin merkezinde yer alıyor zaten.Yakutiye'den sonra Rüstem Paşa Çarşısını ziyaret ettim.Gümüşçüler ve oltu taşı dükkanları arasında turladım.Büyük camileri ziyaret ettim tek tek.Ardından şehir merkezinden ayrıldım.Kuzenimin yaşadığı ilçeye doğru yol aldım.

Kuzenimin işten çıkışını beklerken bir kahvede soluklandım ve çayımı yudumladım.Pasinler Kalesini ziyaret ettim.Sokaktaki çocuklar ile sohbet ettim.Beni en çok güldüren ise sokak ortasına haporlör yardımı ile arabesk müzik yayını yapan bir dükkan oldu.

Kuzenimin gelmesi ile alışveriş yaptık ve güzel bir akşam yemeği hazırladık.Malum sabahlara kadar çay,kahve ve sigara eşliğinde muhteşem sohbetler ettik,tatlı bile yaptık.

Ertesi gün ilk iş Erzurum Arkeoloji Müzesini ziyaret ettik.Bir saat kadar inceledik sanırım,gerçekten çok değerli bir müze.Hoş,Ermeni soykırımı ile ilgili yanlı bölüm pek hoşuma gitmedi ama nihayetinde Türkiye'deyiz !

Ve elbette olmazsa olmaz et yemekleri...Pek kırmızı et tüketen biri değilim.Ama meşhur cağ kebabına bayıldım.Çok meşhur bir et lokantasında geçirdik akşamı.Ayrıca pekmezli baklava da pek güzeldi.Sonrasında ise Erzurum evlerini ziyaret ettik.Sanırım Erzurum'da en beğendiğim yer Erzurum evleri oldu.Tam evlerin bulunduğu sokağa girdiğimizde çok güzel de bir kar başladı.Erzurum evleri ziyaretimizden sonra kuzenimin öğretmen arkadaşları ile öğretmenler günü kutlamasına katıldık halaylar çektik ve sabah uçağı ile döndüm.

İnsanın sık sık kendine vakit ayırması gerekiyormuş.Bunu şimdiye kadar yapmıyordum fakat bir kere bu güzelliğin tadını aldım.Artık sık sık kısa seyahatlere çıkacağım.Bakalım bir sonraki ziyaretim nereye olacak.

20 Kasım 2014 Perşembe

Erzurum Yolcusu

Sabaha karşı yola çıkacağım.Çocuklar gibi heyecan yaptım yahu.Hem kuzenimi göreceğim hem de hiç görmediğim,gezmediğim bir şehri gezeceğim.Sanırım ara sıra böyle yapmalıyım.Şimdiden iyi hissetmeye başladım kendimi.Gitmeden biraz uyusam iyi olacak.O zaman iki günlük kısa bir maceraya hazırım,başlasın yolculuk.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Ufak Tefek Notlar










İlaç gibi geldi.Melis Danişmend,Biraz Gülmek İstiyordum adlı ikinci albümünden son video-klibini Ufak Tefek Notlar isimli şarkıya çekmiş.Klip,gayet sade.Ekip arkadaşlarından ve konser turlarından görüntüler var.Ne hoş bir sanatçı Melis Danişmend,iyi ki var.Hakikaten ilaç gibi geldi bu son video bana.

eğer çok, çok seversen 
seni sever sandın ya
sanma sakın asla !
evet, belki bu mümkün
bir yıl ya da on yıl sonra
muhtemelen sen yorulunca 

18 Kasım 2014 Salı

.

"Gülümseyebilirim ve gülümserken cinayet işleyebilirim,Ve bağırabilirim 'Yaşasın' diye kalbimi sızlatana kadar,Ve ıslatabilirim yanaklarımı yapmacık gözyaşlarıyla,Ve sokabilirim yüzümü şekilden şekle."

Shakespeare, VI.Henry, 3.Bölüm

16 Kasım 2014 Pazar

Eve Dönüş Şarkısı













Jodi Picoult'un ilk kez bir kitabını okudum ve oldukça beğendim.Eve Dönüş Şarkısı,diğer kitaplardan bir yönü ile çok farklı.Eşcinselliği gayet güzel işleyen ve bunun yanında birbirini seven iki kadının hayat hikayesini anlatan sürükleyici bir eser.

Eşcinsellik,aile,çocuk,kilise,inanışlar ekseninde yazılmış su gibi akıp giden bir roman.Başkarakterler Zoe,Max ve Vanessa oldukça güzel çizilmiş kitabın içinde.Bilimsel verilerden tutun da,eşcinsellik ile ilgili geçmiş davalara ışık tutan,geleneksel aile modelini tartışan bunu yaparken de oldukça faydalı bilgiler veren bir roman olmuş.Tam bir seyahat ya da metro yolculuğu kitabı diyebilirim.Tavsiye edilir.

15 Kasım 2014 Cumartesi

Hayat Gailesi

Bu hafta sonu okulda öğrencilerim ile birlikteydim.Epey yoruluyorum esasen lakin bir yandan da bana iyi geliyor.En enerjik zamanlarımı öğrenciler ile paylaşıyorum,böylece kötü düşünmeyi de unutuyorum diyebilirim.Mesela bugün hep birlikte uzandık Penguen dergisini okuduk birlikte,epey güldük.Kendi yaptığımız minyatür langırtlarda maç yaptık,masa tenisi oynadık.

Tabii işim dışında bir de yüksek lisans yapıyorum.Daha doğrusu yapmaya çalışıyorum,ödevlerini hiç son güne bırakan bir öğrenci değildim.Bunu bu yaşta yapmaya başladım,dünya kadar ödev ve okuma.Bazen işin içinden çıkamıyorum.Evet roman okumak bilimsel makale okumaktan çok daha zevkli ! Çok büyük bir marifet yapıp çok fazla ders seçtiğim için kendimi tebrik ediyorum bir yandan.Bakalım kaç senede bitecek bu yüksek lisans denen zımbırtı.

Birazdan çamaşırlarımı yıkayıp yatarım sanırım,yarın da çalışıyorum.Hayat hep ama hep koşturmaca.

14 Kasım 2014 Cuma

İstanbul'dayım

ben her sabah kalktığımda
düşüyorum bir boşluğa
ne yazıyorsa alnımda
sen yoksun hiç yanımda

anlamazlar halimi
kim ne yapsın derdimi
bilmezler özlediğimi
yazmıyor ki alnımda

istanbul'dayım takılıyorum
doğru değil seni düşünüyorum
bazen bir durup nefes alıyorum
içimde bir umut bir umut
nasıl şey bir güneş bir bulut
nasıl şey bir hatırla bir unut

nil karaibrahimgil

13 Kasım 2014 Perşembe

Erzurum Seyahati

Kuzenim üç yıldır Erzurum'un küçük bir köyünde Türkçe öğretmeni olarak çalışıyor.Atandığından beri gitmek istedim ama bir türlü fırsat olmadı.Sonunda haftaya gitmek üzere bilet aldım.Hafta sonu küçük bir kaçamak yapmış olacağım.Onun da yalnızlıkla ilgili sıkıntıları var şu sıralar.Ben de aynı halde olunca birbirimizi görmek iyi gelecektir diye düşündük.Şöyle bir rakı balık yapalım,cağ kebabı yiyelim,köşe bucak gezelim,birlikte yemek yapalım ve sigaralarımızı tellendirelim dedik.İyi ettik,yakında görüşmek üzere Erzurum.

12 Kasım 2014 Çarşamba

Belki de Bunun Adı Hayata Koşmak

Bugün çok eğlenceli bir şey oldu.Kendimi rahatlatmak adına ne yapsam deyip duruyordum.Elbette dünya kadar çocuk ile hep birlikte olunca yapacağım planlar içine çocuklar da giriyor.Akşam yemeğine doğru yol alırken hadi dedim,çizgiye doğru gelin.Yemekhane kapısının önüne kadar koşu yarışı yapacağız.Elbette bağırıp çığlık atmaya başladılar.Son hızla hepimiz koşmaya başladık.O sırada etrafı da kolaçan etmiştim bir müdür yardımcısına ya da öğretmene yakalanmayalım diye.Talih budur ki bir hızla koşarken müdür yardımcısı da yanımdan geçti.İki saat sinirli bir surat ile arkamdan baktı.Ama aldırmadım,çünkü çok eğlendik.

Yemekhane kapasında da iki öğretmene yakalandım.Ne yapıyor bu manyak demişlerdir içlerinden sanırım.Ama güzel oldu,hepimizin yüzüne musmutlu bir gülümseme yayıldı.

Bir de ben bilmiyordum bizim okulun yoga kulübü varmış.İdareden izin alabilirsem bu Cumartesi de yogaya başlıyorum.Eh vakit,kendime zaman ayırma ve yeniden dirilme vaktidir !

Mühürlü Kaderim

böyle mi geçer bu rüya
çok mu sevdin kederleri 
hangi günahın bedelisin 
sen mühürlü kaderim

hep mi cefa
gördüğün reva
yok mu sende hiç vefa

mühürlü kaderim 
ben gibi erir misin
mühürlü kaderim
bir yol verir misin

gün olur bu rüyadan ben de geçerim
o gün sen de bitersin
eyvallah der o şarabı ben de içerim
o gün sen de bitersin...

nev

11 Kasım 2014 Salı

Psikoloğumla İlk Buluşma

Aslında çok heyecanlanacağımı sanmıştım.Bir hayli ter döktüm girmeden.Ama güzel ve konforlu bir odada sohbet ettik.Sanırım bu beni rahatlattı.Gitmeden önce psikoloğumun danışanlarının internet sitesine yazdığı yorumları okumak da etkilemişti beni.

Güzel bir karşılaşma oldu diyebilirim.Öncelikle kim olduğum,ne iş yaptığım nasıl bir yaşantım olduğu konusunda bilgilerimi aldı ve not etti.Ardından esas probleme geçtik.Son dönemlerde yaşadığım problemleri anlattım.Benimle ilgili güzel çıkarımlarda bulundu.Sanırım birilerine kendimi anlatmak konusunda epey istekli olduğum için ara ara sözünü de kestim ama eminim ki anlayışla karşıladı bunu.

EMDR adı verilen bir teknik uygulayacağımızı söyledi üç hafta sonra.Son dönemlerde yaşadığım ve beni kötü etkileyen anılar üzerinde çalışacağız ve bunları senin için normal hale getireceğiz dedi.Öncelikle kısa vadedeki problemlerimi çözeceğiz ardından benim ilişkilerimin de temelini oluşturan babasız büyüme üzerinde duracağız.Çünkü kendisinin dediği üzere,temelde çocukluğumda yaşadığım sıkıntıları çözmezsek ileri ki yaşantımda da sıkıntı çekebilirmişim.Ki çok haklı.

Aslında çok farklı değil yaptığımız işler dedi.Öğretmenlik ve yaptığım iş gereği sürekli çocuk psikolojisi ile iç içe olduğum için çok farklı sayılmaz hakikaten yaptığımız işler.

Biraz rahatlamış bir şekilde ayrıldığımı söyleyebilirim.Çıktıktan sonra kendimi daha iyi hissediyordum ve şu anda daha iyiyim sanırım.Elbette çok etkili olmadı nihayetinde tanışma mahiyetinde geçen bir ilk seanstı.Ve hayatımda yaşadığım ilk psikolog deneyimi olunca aman aman bir mucize ile çıkmadım içeriden.Ama her şeyin daha iyi olacağına da inandırdı beni.Umarım öyle olur.

10 Kasım 2014 Pazartesi

İlk Psikolog Deneyimime Az Kala

Hayal kırıklığına uğradım.Biri,bir anda tüm hayallerimi,geleceğimi,mutluluğumu önümden koparırcasına alıp gitti.Onulmaz haldeyim.Tüm yaşam enerjim bitmiş,mutsuz hissediyorum.Daha önce pek çok zorlukla başa çıktım.Ama son zamanlarda yaşadıklarımı artık kaldırabilecek halde değilim.Çok kolay mutlu olabilen,enerjik bir yapım yok fakat artık kırıntısı bile kalmadı.Bir makine olsa ve geçmişte yaşadığım tüm kötü anıları silip süpürse.O zaman çare olur muydu bilmiyorum.İntihara meyilli bir insan değilim fakat çok kolay yılgınlığa düşüyorum.Sevdiğim insana hemen bağlanıyorum ve sonuç,ortalıkta gezen hüsranlar yığını bir insan.Keşke hiç güzel sözler verilmese ilişkiler sırasında.

Kendimi değersiz görmüyorum bilakis seviyorum.Fakat artık güçlü değilim ve her zamanki gibi güçlü olan taraf ben olmak istemiyorum.Yalnızlık ebedi bir şey,sadece mutlu olduğunuzda kenara geçiyor ve sizi izliyor.Fırsat kolluyor,hayatınızın tekrar kötüye gittiği zamanlarda geri dönebilmek için.

Yarınki ilk psikolog deneyimimden önce yazmak istedim hissettiklerimi.Olur da tekrar yaşama dönersem karşılaştırma yapmak istiyorum çünkü.Bir daha bu kadar kuvvetli bir aşk,bir sevgi yaşamayacağım.Bir daha bir sevgi macerasına sürüklemeyeceğim kendimi.Yeniden ve yeniden üzülmek istemiyorum.Keşke üzen taraf olmayı başarabilseydim,keşke bu kadar duyarlı olmasaydım ve keşke kendimi koruyabilseydim.Yapamadım.

9 Kasım 2014 Pazar

Issız Adam

"Büyüdüğün evi,uyuduğun yatağı gördüm sevgilim.Seni,çocukluğunu düşündüm.Sen oradaydın ve bir gün benimle tanışacağını henüz bilmiyordun.Sen dizime yattın ben bir hikaye anlattım sana.Büyüdün,kafamda bir hikaye...Bilirsin bunu çok severdim.İkimize bir mutlu son yazdım sonra.O evde seninle birlikte oturduk.Sustuk.Yanımda durdun sessizce.Burası sondu,başka bir yaşamdı,sadece biz vardık.Bana baktın,mavi ve telaşsız.Sustuk.Başka bir yaşamda başka bir mutlu son.Biz bunu hak etmiştik,hikayemiz orada bir yerde hep benimle duracak.Dayanabilmemin tek yolu bu çünkü.İnsanın kokusu hep aynı mı kalırmış ? Şaşırdım.Sonra sana ait bir şey aldım yanıma.Bir küçük kırk beşlik plak.Arda kardeşin masalları.Eve uğrarsan bir gün,o plağın nasıl kaybolduğunu asla bilemeyeceksin.Biliyor musun,sen o küçük plakla bende,evimdesin hala.Ve sen bunu bilmiyorsun.Ve gözlerimi kapattığımda,kollarımda başka biri değil sen varsın.Ve sen bunu bilmiyorsun."

ada,ıssız adam

Uyan

canım kardeşim bak senin ellerinde hayatımız
uçan kuştaki güzelliği kaybettik,hastayız
çok sıkıldım ağlamaktan,durmaktan
bu ahlaksız oyunlara devam etmek günah

sonra kayboldu onlar da 
biz nefes alamadan

ah bu hayat anlamsız bir şaka
herkes bunun farkında
çok sıkıldım ağlamaktan,durmaktan
bu ahlaksız oyunlara devam etmek günah

uyan artık uyan
uyan dostum uyan
uyan uyan uyan karanlık uykundan

sen yine de o yolun sonundaydın
sen yine de hiçbir şey yapamazdın
sen uyuşuk,tembel,yalnızdın
sen

mor ve ötesi

6 Kasım 2014 Perşembe

Bir Ayrılık Hikayesi

Ona rastladığımda henüz 18 yaşındaydım.Üniversiteye yeni başlamıştım.İşte dedim,sonunda dualarım kabul oldu.Aşık oldum ve bu kesinlikle o.İlk başta uzaktaydık,sonra aynı şehirde buluşmayı becerdik,çok büyük bir azimle.Çok güzeldi her şey.Hayatımın en toz pembe yıllarını onunla geçirdim.Özlemi,heyecanı,sevgiyi,aşkı,şaşkınlığı,üzüntüyü,büyük küçük kavgaları hep onunla yaşadım.Hayatının her anında yanındaydım.Birlikte yaşama şansına da eriştik.Yemekler yaptık,evi temizledik,televizyon izledik,birlikte uyuduk,kedi besledik.Evet,hiç noksan tarafı kalmayan bir ilişki yaşadık.Hep örnek gösterildik,bizi şaşkınlıkla izlediler.Sadakatimizi ve sevgimizi takdir ettiler.Rüya gibiydi her şey.Dört yılı bitirmek üzereydik.Lakin olmadı,devam edemedik.

Hayatımda tanıdığım en mükemmel insan.Şimdi düşünüyorum da,hayat bana hiç bir konuda olmadığı kadar aşk konusunda cömert davrandı.O bir yerlerde yaşıyor olacaktı ve belki ben onu hiç tanıyamayacaktım.Ama öyle olmadı.Birbirimizi çok sevdik.Yıllarca bu ilişki için emek verdik.Şimdi anılar,fotoğraflar,hediyeler hepsi zihnimde,gözlerimin önünde.

Çok üzgünüm,içim parçalanıyor ve gönlümde kocaman bir boşluk var.Yalnız hissediyorum,bununla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.Ama ona çok minnettarım.Bana hayatımın en güzel zamanlarını yaşattığı,bana çok emek verdiği,kahrımı çektiği için çok minnettarım.Tanrım,gülüşü hep gözlerimin önünde.

Küsmedik,zaten yakışmazdı bize.Birbirimizi incitecek tek bir kelam dahi etmedik.Hayatlarımızı ayırmadık,her anlamda birbirimizin yanında olacağımıza söz verdik.Şimdi onsuz ilk gecemi geçirmek üzereyim.Tüm İstanbul maceralarımız gözümün önünde,sanki yeniden yaşıyorum o anları.Bugün son kez öptüm onu,son kez sarıldım.

Bir kış masalında sevip yine bir kış masalında yitirdim onu.İlk defa bu kadar çırılçıplak hissediyorum.Her şeye rağmen iyi ki vardın sevgilim,şu hayatı tüketirken iyi ki böylesine gerçek bir aşk yaşayabildim,yaşatabildin bana.Tüm mutluluklar seninle olsun.

4 Kasım 2014 Salı

Bohemian Rhapsody

Kocaman bir insanım.Aslında çok da kocaman sayılmam.Yirmili yaşların başı,ortasına da yaklaştım gerçi.Şu sıralar aynada yüzüme baktığım zaman yaşlılık belirtileri görüyorum.Şaka değil.Cildim daha bir sert sanki,böyle biraz kırışık gibi.Göz altlarım birazcık da çöküyor sanırım.

Panic!At the Disco geçenlerde konserlerinin birinde Bohemian Rhapsody'yi seslendirdi.İtiraf etmeliyim ki bu meşhur şarkıyı Queen'den hiç dinlememiştim.Yeni favorim bu sıralar Bohemian Rhapsody.

Odanın içinde şarkıyı açıp Brendon Urie taklidi yapıyorum.Sözde kocaman bir konser salonunda konser veriyormuşum.Bir sürü insan beni izlemeye gelmiş.Sanırım bilinçaltımda bir yerlerde bu kötü sesle sahneye çıkmak gibi bir hayal oluşturmuşum.Umarım çıldırmıyorumdur !

2 Kasım 2014 Pazar

Hoşçakal Güzin













Kış günlerinde,Pazar kahvaltılarının ardından yapılabilecek en güzel aktivite film izlemek bence.Kahvaltıdan sonra tazelenen çayın eşliğinde koltuğa kurulup doya doya sinema keyfi yaşamak gibisi yok.Pazar matinemin bugünkü filmi,Hoşçakal Güzin idi.Uzun süredir adını duyduğum ve izleyemediğim bir filmdi,sonunda izledim.

Güzin İpek,ünlü bir Yeşilçam oyuncusudur.Zamanla ününü kaybetmiş ve yaşlanmış,bir huzurevinin bakımına bırakmıştır kendisini.Serkan ise üniversiteye hazırlanan,acımasız abisi ile yaşamaya çalışan bir gençtir.Serkan'ın yolu Güzin ile huzurevinde kesişir.Sonrasında ise hayallerin gerçeğe dönüşmesi ile noktalanan umut dolu bir hikaye başlar.

Bir Pazar sabahı evinize konuk edin derim Güzin'i ve hikayesini.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Anadil

Dün, okul merdivenlerinden çıkarken iki tane beşinci sınıf öğrencisi ile karşılaştım.Biri, diğerine özel bir şeyler söylüyordu. Ben de duyunca, bana da söyleyin ne imiş o özel şey bakalım dedim. Önce ık mık etti sonra da dedi ki, hocam ben annemle Arapça konuşuyorum onu söylemiştim arkadaşıma sır olarak dedi. Hataylı mısın sen diye sorunca kocaman sırıtarak evet dedi. Ben de ne güzel dedim, bir dil daha biliyorsun ve bir kültüre daha aşinasın. Bunun bir sır olarak kalmasına gerek yok ama illa da kimse bilmesin istiyorsan söz aramızda dedim. Diğeri ise ben de Diyarbakırlıyım hocam diye atıldı hemen. Ben de Kürtçe ismini sordum cevap verdi sonra da o bana sordu ben cevap verdim. Hocam siz nerelisiniz diye sordu hemen. Ama gözlerindeki ışığı anlatmam mümkün değil. Sanki kendi canından, kendi topraklarından birine rastlamış gibiydi. Güneş doğdu bir anda gözlerine. Ben Doğu Anadolulu değilim ama Doğu'da bir süre öğretmenlik yaptım dedim. Çok sevindi, ben gidene kadar dönüp dönüp bana baktı. 

İşte bu yüzden anadilde eğitim diyorum. Bu yüzden herkes anadilinde eğitim görmeli diyorum. İşte bu yüzden bu çocukların en doğal hakları kendi dillerinde eğitim görmek, diledikleri gibi konuşabilmek.