Yaz seçkimin on birinci kitabı Aylak Adam oldu. Bana bir otobüs yolculuğunda eşlik etti. Ve Yusuf Atılgan külliyatını bu eser ile tamamlamış oldum.
Aylak Adam, bünyesinde ölüm gerçekliğini taşıyan adam. İsyankar dersiniz, kadın meraklısı dersiniz, ne idiği belirsiz dersiniz, hakkında söylenebilecek sözcüklerin fazlalığı kiminizi şaşırtabilir. Bense onu sadece "gerçek" sözcüğü ile tanımlayabiliyorum. Olduğu gibi gerçek, toplumun dayatmaları ile yaşamayan, içinden geldiği gibi yaşayan. Olabildiğince özgür, sanki hayatın dilini çözmüş. Bu yüzden bize yabancı, kendine yakın.
Aslında pek çoğumuzun olmak istediği adam aylak adam, gailesi hepimizden fazla yalnızca belli etmiyor. Bir şeyleri erken yaşta çözmüş, bitirmiş ve kenara kaldırmış gibi. Bizde ise fazlası yok.
Son dönemde epey popüler oldu Aylak Adam. Kürk Mantolu Madonna ile bilikte bir atılım yaptılar. İlginçtir, bazı önemli eserler yıllar sonra bir anda yükselişe geçebiliyor. Elimdeki kitap 50. baskısını yapmış. Sevindirici. Bir yandan da üzücü gibi. Aylak Adam gerçekten anlaşılıyor mu acaba? Herkes okuduğu için mi okunuyor? Eller sonra Anayurt Oteli'ne ya da Canistan'a da gidiyor mu? Muamma.
Ufuklarda başka kitaplarla görüşmek üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder