"Suskun insanın içi sözcük kuyusudur derler ama bu söz şimdi geçersizdi, dostumun gözleri üzerine işenmiş çoban ateşleri kadar ışıltısızdı ve konuşmaya hiç niyeti yoktu. Zamanı tek boyutlu yaşayanların aptallığı akıyordu ceket uçlarından. Düş görüyor gibiydi. Düş görüyor gibi de değil, kendisi bir düştü sanki. Ellerinin (çaresiz ve yalnızdılar), burnunun (kendi doğrultusunda ilerlemekten yoksundu) ve bakışlarının anlamı giderek yaşamın titreşimlerinden uzaklaşıyordu. Yoksa ben mi düş görüyorum dedim kendime. Belki de üçüncü bir kişi düş görüyordu ve biz o düşün içinde iki düş insanıydık."
Hasan Ali Toptaş'ın "Çağrı" adlı öyküsünden...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder