Hikaye, bir süre önceye kadar çok fazla okuduğum bir tür değildi. Romanın yeri gözümde çok başkaydı. Lakin son dönem yazarlarının öykü kitaplarını okumaya başladıkça, bunun bir ön yargıdan ibaret olduğunu anladım. Eskilerden gelen sağlam edebiyatçılarımızın yanında, yeni nesil yazarlar öykü dalında iyi işler çıkarıyor. Bunlardan bir tanesi de Deniz Arslan.
Mine Söğüt'ün öykülerinden sonra Deniz Arslan'ın İletişim Yayınlarından çıkan "Rehavet Havası" adlı öykü kitabı, yoğun iş temposu arası molalarımda çok iyi geldi bana. Çok eğlenceli ve çekincesiz bir dili var. Genel olarak kitabı okurken epey güldüğümü belirtmeliyim. Özellikle "Çaresizlerin İç Çekişi Keşanlı Maksut Hoca" isimli öyküsünü çok sevdim. Toplumsal gerçekleri epey eğlenceli bir dil ile işlemiş yazar. Öyküden bir alıntı yapmak istiyorum:
"Şimdi hocam kayfede yahut evde yeri geliyo ağzımızdan küfür gaçıyo, öyle sinkaflı deel. Ama, söz meclisten dışarı, mesena dürzü diyoz, yeri geliyo pezevenk yahut dambılağızlı, annaçgötlü, gabazeyin gibi kelimeler gullanıyoz. Bunnarın günahı nidir hocam? Sinkaflı küfürnen aynı mıdır? Ayriyeten hocam gayrıihtiyari çıkmışsa bunnar ağzımızdan, aptesti bozar mı?"
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder