Annem belirli aralıklar ile fizik tedavi görüyor. İki yıl önce talihsiz bir beyin rahatsızlığı geçirmiştik. Geçirmişti demiyorum, geçirdik birlikte atlattık bu süreci. Beyin rahatsızlığının verdiği fiziki zarar çok büyüktü. Uzun süre konuşamadı ve yemek yiyemedi. Hareket edemedi, yürüyemedi. Onu çay kaşığı ile ellerimle beslediğim günleri hatırlıyorum. Yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini. Tekrar konuşmayı öğrendiğimiz günleri, her gün saatlerce çalıştığımız zamanları. Yanındayken espriler patlatıp, odadan çıkınca hüngür hüngür ağladığım günleri.
İlk zamanlar onu tekerlekli sandalye ile dışarı çıkarıyordum. İnsanlar dönüp bakıyorlardı, bense başımı dik tutuyordum. Biliyordum düzelecekti. Sonsuz bir mücadele verdik, başardık. Başarıyoruz. Ona bir günlük tuttum aylar boyunca. Her gün. İlk kelimesini söylediği, parmağını oynattığı, adım attığı, yemek yemeye başladığı günleri. Hiç usanmadan her gün yazdım. O uyurken yanı başında sabahladım.
Şimdi tedavi için yine benden uzakta. Son iki haftamız kaldı kavuşmaya. Doktoru artık spor ayakkabıya geçmemiz gerektiğini söylemiş. Ben de hemen internetten güzel bir çift ayakkabı beğendim ve hastaneye yolladım. Üzerine de küçük bir not yazdım: "Bu ayakkabılar ile koşmadan sakın geri dönme, güzel annem." Ağlayarak okumuş notumu, bugün konuştuk. Koşacağım oğlum diyordu.
Yaşamı zorluklarla geçmiş insanlar daha derin oluyorlar. Daha hisli, hayata bakış açıları daha farklı. Yüzeysel yaşayamıyorlar. Gözlerinden bile anlayabiliyorsunuz hüzünlerini. Ben de onlardan biriyim sanırım. Başıma ne gelmiş olursa olsun dünyayı ve yaşamayı seviyorum. Döndüğüm her köşeden mutluluk çıkacak biliyorum. Vazgeçmek yok.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
maşallah; sevdiklerinle daha nice sağlıklı mutlu senelere.
O Gay Ben de ;)
Çok teşekkür ederim güzel dileğin için, aynı temennileri senin için dilerim ben de :))
Yorum Gönder