Geçenlerde bir arkadaşım ile Orhan Pamuk üzerine sohbet ederken şöyle bir şey söyledim: "O kadar iyi bir yazar ki, ne yazsa okurum." Bunu söyleyebileceğim yazar sayısı çok değildir; Sezgin Kaymaz ve Gündüz Vassaf gibi isimler aklıma ilk gelenler.
Kırmızı Saçlı Kadın'ı da çıkar çıkmaz alıp okudum. Hatta kitabın ilk tanıtımını gördüğüm zaman 1 Şubat idi. Romanın çıkış tarihine dikkat etmeden koştur koştur kitapçıya gitmem ile 3 Şubat'ta çıkacak olmasını öğrenmem bir olmuştu.
Kırmızı Saçlı Kadın'da Orhan Pamuk, Kral Oidipus ile Rüstem ve Sührab'ı kendi yaratıcılığı ile birleştiriyor, nihayetinde ortaya gerçekten enteresan denilebilecek ve beklenmeyen bir son ile biten bir roman çıkıyor. Mahmut Usta'nın hikayeleri, Cem'in Mahmut Usta'ya karşı tutumu epey etkiledi beni.
Kitaptaki baba oğul analizlerini de çok beğendim. Özellikle altını çizdiğim ve burada da paylaşmak istediğim bir kısım var. Orhan Pamuk bizim ülkenin analizini gerçekten iyi yapan yazarlardan biri.
"O zaman sana babalık etmemiş dedi" dedi Kırmızı Saçlı Kadın. "Sen de kendine başka bir baba bul. Herkesin babası çoktur bu ülkede. Devlet Baba, Allah Baba, Paşa Baba, Mafya Babası...Burada kimse babasız yaşayamaz."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder