23 Mart 2018 Cuma

Alacaceren III

"O hiç yaşlanmamıştı. Bana derdi ki, "Dara düştüğün zaman benim güzel ipek kızım, -neşeyle çınladığı zaman bile, demlenmiş bir ses yakıştırıyorum ona; insanı dinlendiren- hemen yaşadığın güzel günleri, güzel insanları, güzel şarkıları düşün. Sevdiğin şarkıları söyle. Ay ışığını, yolculuklarda geçtiğiniz yerlerde gördüğün dağları, ovaları, doğanın güzelliklerini, renklerini düşün. Çiçek kokularını, ben leylak kokusuna bayılırım. Fırının önünden geçerken duyduğun o ekmek kokusu yok mu hele, bir de kavrulmakta olan kahveninki..."

Nezihe Meriç

Hiç yorum yok: