Bir telaş sedirin kıyısına uzanıvermişim, kıvırcık saçlarım ter içinde gökyüzüne bakıyorum. Bir gün her şey daha berrak hale gelecek, tıpkı su gibi. Ezcümle bir daldan öbürüne konan bir kuşa dönüşecek dünya. Uçup gidecek.
Parça parça dökülen güneş ışınları üzerinde bir tur daha. Atlıkarınca hayalleri geçmişe götürecek, çocukluk diyecek. Ağzından dökülen her bir kelime atmosfere karışacak, sesler yankısını bulup şavkıyacak. Gün ortasında, bir koşmak tutturacak, mısır tarlasının arasından dünyaya açılacak.
Ben geçmiş günlerin tanrısı, kil tabletlerin arasına saklanmış sır dolu tarihin aynası. Bir bilmecem var, sorunun peşinde hep hayal aldatmacası. Bir mısra, üzerine birkaç da nota. Dönüp durduğum için etrafta, başım ağrımakta. Hakikat kimin aynasında, çember kimin beline dolanmış? Gün kurusu, tadı pek lezzetli. Gönlümden iyice geçen her şeyi yapmalı, beklemeden, dur demeden bir çıkış yolu aramalı. Sığınak, bir dünya ötesi algının sınırları. Parmak parmak, bal çalmalı. Yazın arılar ile, kışın kekliklerin burnuna konmalı. Ben yepyeni bir dünya.
2 yorum:
Evet dünya iyi bir yer değil belki. Ama iyi bir yanı da var. Eğer istersen tüm yeniliklere izin verebiliyor.
Kim Bilir ;)
Bazen ben de böyle düşünüyorum. Özellikle başıma hiç ummadığım olumlu bir şeyle geldiği zaman. Lakin genel düşüncem baki, hep bir tekrar, kısır döngü.
Yorum Gönder