Kahvemi aldım geldim, biraz sohbet etmek istedim burada. Bu ay çok şey oldu, hangi birinden bahsetsem bilemiyorum. Kısaca anlatacağım, bu hızın içinden en azından yazarak bir nebze sıyrılırım belki.
Daha önce birkaç yazımda belirttiğim gibi askerlik nedeni ile çalıştığım kurumdan istifa ettim. Kasım ayında askere gideceğim için tüm planlarımı buna göre yapmıştım. Uzun vadeli planlar yapmamak gerek, bir kez daha anladım. Kasım'a kadar dinlenirim, tatil yaparım sonra tası tarağı toplayıp İstanbul'dan memlekete döneriz diye düşünüyordum. İş hayatına bir sene ara vermek iyi gelecekti bana. Son dönemi epey stresli bir şekilde geçirmiştim.
Bu ay bedelli askerlik mevzuları netleşince ve benim de yaşım tutunca yararlanmaya karar verdim. Fakat iş bulmak için geç kalmıştım. Ne yapsam ne etsem diye düşünürken birkaç yere başvuru yapayım dedim. Bir okulla görüştük ve kabul aldım. Her şey bir hafta içerisinde oldu. Ben İstanbul'dan gitme planları yaparken yine kaldık buralarda. Üstelik taşınmamız gerekiyor. Bir ay içerisinde okulun olduğu bölgeye temelli taşınacağız. Değişimlere kolay ayak uydurabilen bir yapım yok, epey direniyorum değişimler karşısında. Adapte olmam çok uzun sürüyor. Üç senedir oturduğumuz bu sakin muhitten, etraftan ve evimizden ayrılmak bana zor gelecek. Hatta şimdiden içim buruk. İki hafta sonra da çalışmaya başlayacağım. Hala ne olup bittiğini anlayabilmiş değilim.
Yaz ayları benim için tam bir eziyet şeklinde geçiyor, sıcağı hiç ama hiç sevmiyorum. Okulları kapattığımızdan beri tek bir kitap bile okumadım. Günlerim boş boş, yersiz tedirginlikler ve evin içerisinde geçiyor. Yeni okul ve yeni öğrenciler fikri beni biraz heyecanlandırsa da, sanırım giderek eski heyecanımı kaybediyorum. Hayat öylesine anlamsız ki, tesadüfi olan ya da olmayan tüm şeyler üzerinde en ufak bir sevinç bile duyamaz hala geliyorum. Şöyle başkaca bir yerde inzivaya çekilmek en güzel şey olabilirdi lakin çalışmak durumundayım. Zihnim sistem dışı işlese de üzücü bir şekilde sistemin içindeyim.
Yeni okulun çalışma programı çok yoğun, muhtemelen başımı kaşıyacak vakti zor bulacağım. Bir de bu sıcakta apar topar taşınma işlemleri epey canımı sıktı. Yine de haksızlık etmek istemiyorum talihime, her şey hızlıca gelişse de hep lehime gelişti. Biraz daha mola, ardından büyük ve manasız bir koşuşturmaca. Hazır mıyım peki? El mecbur.
28 Temmuz 2018 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
“Zihnim sistem dışı işlese de üzücü bir şekilde sistemin içindeyim”
Ah bu cümle beni de öyle tanımlıyor ki.. uzun çook uzun bir tatile ihtiyacımız var fakat sistemin çarklarından da kurtulamıyoruz. Yine de üzülme sevgili Beyaz senin de dediğin gibi senin lehine olması önemli işlerin. Bir de çok yoğun tempo çoğu zaman iyidir,kendinle kavga edecek zamanı bulamazsın:) ben şu aralar müthiş bir girdaba kapılmış dağılıp gitmekteyim ama yine de yeterince hızlı değil hiçbir şey..sanki büyük bir bulutun içinde yavaş çekimde düşüyor gibiyim. Bir hazırlık sürecinden geçiyorum ve yaptığım tüm bu hazırlıklar -bu kötü ruh halime rağmen- bir sonuca ulaşabilecek mi emin değilim. Tekdüzelikten sıkıldığım günlerdeyim,isterdim ki her şey çok hızlı değişsin ve hop 1 yıl sonraya ışınlanayım:) belirsizlikler zordur; kararlılık ve geleceği “olabildiğince” bilebilmek iyidir. Eminim her nerede olursan ol hep içini dolduracağın işler olacak ve eminim yeni öğrencilerin iyi gelecek sana! Her şeyin yolunda gittiği nihayetinde huzurla geçireceğin bir döneme girmeni en içten şekilde temenni ediyorum. Görüşmek üzere
Dr. eamer ;)
Hazırlık sürecinin ne olduğunu bilemiyorum fakat neticenin senin için canı gönülden güzel olmasını dilerim, ki olacaktır da bence. Gönlü güzel, ruhu pür bir insansın hayat seni üzmesin hiç :) Bu yorucu işler zamanı da hızlı ilerletiyor sanırım, günlerin nasıl da çabuk geçtiği belli değil. Yoluna girsin, yeni ev yeni düzen yeni yeni yeni belki bir nebze iyi gelir ha :)
Yorum Gönder