Bizde kimse ders almaz, habire yaşarız inadına. Dünden bugüne devşirdiğimiz her şeyi bir güzel eskitmeyi biliriz. Neslimiz üretimden yoksundur, her üretim de bir tüketimdir. Bilip bilmediğimiz şeyler hakkında atıp tutmayı çok severiz, tutunduğumuz kimseleri tanımayız, önemi de yoktur zaten. Hep bir sığınak ararız, aç açıkta yatamayız.
Yaşamak ile üç beş derdi olan insan sayısı ne kadar az, oradan buradan devşiren nefes alan insan sayısı ne kadar fazla. Bir bilinmez, karanlık, ay dönümü, doğum, içinden çıkmayı mesele edinmek ya da içinde kalmayı bir ömür, hepsi afaki. Görünür şekil şemal o biçim, dünyayı kurtaracaklar sözde, politik sözler. Ellerinde akıllı telefonlar, gözlerinde güneş gözlükler. Her şeyin en iyisini giymeli, her gün tuhaf kafelerde macchiato içip muhakkak kesişmeli.
İçinde dağ taşıyanlar? Soluk odalarının perdelerini sımsıkı kapayanlar, sözcüklerin dildeki anlamı ile asla yetinmeyenler? Oradalar, beyaz badanalı küçük odalarındalar. Sosyal medyada değiller, orada burada, sokakta değiller, beyhude bir mücadelenin tek yolculuğundalar. Sonunda büyük saat, tik tak tik tak.
14 Temmuz 2018 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder