Pelin Buzluk öykücülüğüne "Deli Bal" ile başlamışken, İletişim Yayınlarından yeni çıkan kitabı "En Eski Yüz"ü de alıp okudum. Deli Bal'dan biraz daha farklı geldi bana yeni kitabındaki hikayeler, sanki kurgu daha bir yerli yerinde, kelimelerin daha bir bağrı açık gibiydi. Bilhassa "Uçurum" ve "Tozlu Cennet" adlı öykülerini çok beğendim. "Uçurum"dan minik bir bölüm paylaşmak istiyorum:
"Şöyle ılık bir uykuya batsam... Babam yeniden uzanıp alacak gözleri sürmeli bir hazretin koynundan sazını. O söyledikçe, annem erinçle yaslanacak kırlentlere, her akşam ilk kez gören gözlerle seyredecek sevgilisini. Babamın gün boyu sıcak suda buruşmuş elleri tellerde açılıp dinlenecek. Kapı arkasında çiviye astığı ceketi bulgur pilavından sonra koklanacak çayın yanında. Duvardaki pasta resmine bakılarak. Kreması daha kirlenmesin diye, arıların Allah yazdıkları peteğin fotoğrafı çerçevesinden çıkarılıp yerine bu pasta resmi konacak. Alnımıza o koca taş çarpıncaya dek.
'Baban ölmüş,' dediler, Alnımın içinde, burnumun kökünde bir çatlama."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder