Bir süredir yoktum, çantamı alıp köşe bucak Batı Karadeniz turuna çıktım. Şimdiye kadar çıkmadığım içinse hayıflandım.
İlk durak noktamız Bolu Abant Gölü oldu. Oldukça kar vardı ve gerçekten çok soğuktu, göl de donmuş durumdaydı. Çok zor şartlar altında olsa da birkaç güzel fotoğraf yakalayabildim. Hemen girişte de minik bir tabiat müzesi var, ücretsiz gezilebilmekte. Karın içinde mis gibi semaver çayımızı içtikten sonra Safranbolu'ya doğru yola çıktık. İlk durağımız Hıdırlık Tepesi oldu, şehre çok hakim bir yer. Oradan da güzel fotoğraflar yakaladım. Ardından Eski Safranbolu'yu gezdik. Yemeniciler Arastası'nı çok beğendim. Yine Hükümet Konağı ve Leyla Hanım Konağı gezilebilecek yerler arasında. Safranbolu'nun meşhur lokumlarından tattık ve sıcacık bir safran çayı içtik. Ardından ben kendimi Safranbolu sokaklarına ve eski evler arasına attım. Cinci Hamamı da dahil güzel fotoğraf kareleri yakaladım. Hava koşullarından dolayı Cam Terası ziyaret edemedik, artık başka bir geziye diyelim.
Safranbolu'da Kardelen Konaklarında kaldım. Eski bir konak, tamamen aslına uygun olarak dizayn edilmiş. İçeri girdiğiniz andan itibaren Osmanlı Konaklarının havasını soluyorsunuz. Otel içinde ayakkabı ile gezilmiyor, kapıda çıkarıyorsunuz. Odalar da çok güzel, sedirler, eski beyaz dantela perdeler, kandillikler. Her şey çok ince ve çok güzel düşünülmüş.
Ertesi gün Yörük Köyü'ne doğru yol aldık. Köyün eski çamaşırhanesini ziyaret ettik. Meşhur Filiz Teyzemiz bize espriler eşliğinde köyün tarihini anlattı. Aynı zamanda Leyla Gencer'in ailesinin yaşadığı konağı da ziyaret ettik. Konağın önünde kendisinin bir büstü de yer alıyor. Sipahioğlu Konağını dolaştık, eskiye ait ne varsa görebileceğiniz çok hoş bir konak.
Yine burada da bir sürü fotoğraf çektim. Özellikle kedileri ve köpekleri insan dostu bu güzel köyün.
Yolculuğumuza Amasra ile devam ettik. Sormagir Kalesini gördük, yemeklerimizi yedik ve bu deniz kenarı küçük beldeye gerçekten hayran kaldık. Barış Akarsu'yu da şarkıları eşliğinde yad ettik.
Ve son durağımız Devrek oldu. Bastoncular çarşısında, baston yapımına tanık olduk. Meşhur Devrek simitlerimizi de yedikten sonra İstanbul'a döndük.
Çok güzel dostluklar edindiğim, muazzam bir turdu. Sömestr tatilini böyle güzel değerlendirebildiğim için çok şanslıyım. Bundan sonra tatillerimde asla evde oturmayacağım. Gezilip, fotoğraflanacak, biriktirilecek anılar var. Gezebileceğimiz nice tatillere.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder