Bir süredir Ermeniler ile ilgili araştırmalar yapıyorum.Belki de Kafkas kökenli oluşumdan mütevellit bu kadar sevişim Ermenileri.Belki de hayatımın acılarını ancak bir toplumun acıları üzerinden anlatabiliyorumdur dilim döndüğünce.
İkinci kez okumam ve not almam gerektiğini düşündüğüm Agrı'nın Derinliğinden bahsetmek istiyorum biraz.Ece Temelkuran ; Ermenistan,Amerika,Paris ve Türkiye hattı üzerinde ele aldığı Ermenileri salt soykırım ve diaspora üzerinden tanımlamaktan ziyade,şahsi yaşam öyküleri,kültürleri,dilleri ve nar taneleri misali dünyanın dört bir yanına dağılmışlıkları ile ele alıyor.
Ermenileri anlatan mühim sembol nar tanelerinden bahsedince ise aklıma degerli sanatçı Sayat Nova'nın güçlü şarkısı Thamam Askhar'ın Eva Rivas yorumlu klibi geliyor.Çöle düşen nar taneleri,Der Zor'a doğru sürgün edilen Ermeniler gibi...
Ece Temelkuran da tam olarak soykırım sözcüğünü ele almadan Ermenileri tanıyabilmenin ne kadar mümkün olduğunun peşinde kitapta.
Bir yerde şöyle diyor Temelkuran :
"Kalbin merkezine yolculuk başlatırsa biri,sen de inip kendininkine oradan bir hikaye bulup çıkarırsın yeryüzüne.Hızla yukarı çıkınca vurgun yeme korkusu yoktur,çünkü iki kişisinizdir."
Çifte hikayeler vardır 1915'te.Muammadır hikayeler,aynı zamanda apaçık ortadadır.Bir toplumu bir topluma bağlar,bir toplumu bir toplumdan ayırır.Bu ince noktada belki de en önemli olan hikayelerimizi saklandıkları yerden çıkarmak ve çekinmeden birbirimize anlatmaktır.
2 yorum:
Ece bu, kaleminden ve yüreğinden insanlık akan kadın.. Paylaşım ve bakış açın için teşekkürler Beyaz Çiklet..
huzur ;)
Okudukça öğreneceğim,öğrendikçe yazacağım,elim vardığınca :)
Yorum Gönder