Halid Ziya Uşaklıgil’e sevgim çok büyük.Bu sene hürmeten sınavda da bir soruya eseri Aşk-ı Memnu’yu koymuşlar.Kitabını okuyamadım ama malum şu meşhur diziden tanıyoruz.Sırf Beren Saat’in güzel yüzünü ve çarpıcı ses tonunu tadabilmek için arada bir bakıyorum diziye.Ama yasaklıtube’da eski bölümleri var.Sanırım altı bölümden oluşuyor.Duyduğuma göre Trt için çekilen ilk siyah beyaz diziymiş.Neriman Köksal ve Müjde Ar aklıma gelen ilk isimlerden.Ben Türk Sinemasına bayılıyorum,o kadar doğallar ki onları izlerken hep kendimi buluyorum.Keşke hep o siyah beyaz film karelerinde yaşasam.Şuan dördüncü bölümünü bitirdim dizinin ve son iki bölümü kaldı.Bence karşılaştırmak gerekirse kesinlikle yetmişbeşlik olanı daha güzel.Çünkü o dönemin kıyafetleri,o dönemin havası,başarılı oyunculukları ve her şeyden önemlisi taptaze dupduru güzellikteki bayanları.Şimdikilerden çok daha mest olma arzusuna kapıldım efendim.O hava,o endam,çarşafın içerisinde yürüyüş şekilleri,fevkalade…Ben en çok Nihal karakterini beğendim.Çünkü çok başarılı işlenmiş,tebrik ediyorum…Siyah beyaz filmler deyince ben de var bir tane tarihi filmlerimizden.Bir Yeşilçam Hatırası serisinden;başrollerde Ediz Hun,Türkan Şoray,Çolpan İlhan.Senaryo ve yönetim Osman F. Seden.Yıl 1965
Kısaca hikaye;
Zengin amcasının varisi olan Kemal(Ediz Hun)
Bir iş seyahatinde tanıştığı Türkan’a(Türkan Şoray)aşık olur ve evlenmeye karar verirler.Fakat Türkan Kemal’in amcasının kızıyla evli ve iki çocuk babası olduğunu öğrenince kaçıp izini kaybettirir.Kemal aşkı için servetinden ve peşini bırakmayan alkolik eşinden vazgeçse de boşanmaması için borçlandırıldığından habersizdir.Tesadüfler iki sevgiliyi yeniden karşılaştırır.Ancak mutluluk için çok az vakitleri olacaktır.
Aynen Issız Adam’daki gibi…Yıllar sonra tekrar ve farklı iki aşık.Kalp atışları dahi aynı.Ufak bir ayrıntı kazıntısı,Vesikalı Yarim’de mevcutmuş sitede.Vallahi çok şanslıyım.Bu seriyi kapatayım hemen onu izlemeye başlayacağım.Bir de benim gizli tutkum,dans.Bu akşam başlıyordu sanırım,eğlenceli olacak.Tv kurdu oldum çıktım yahu!
29 yorum:
Ah o eski filmler ah! Yeni dizierde o filmlerin tadını bulamıyor insan nedense. Nostalji merakı mı ne?Sevgiler.
Türkiye de nedense hep bir yenilik sevdası var (TV ve Sinema dünyasında). Bence Yaprak Dökümü, Aşk-ı Memnu tarzı dizileri '00li yıllara uyarlayark çekeceklerine olay örgüsünün geçtiği yıllarda çekseler çok daha iyi ve orjinal birer yapım olurlardı.
Belki iphone kullanmasalar bir eksiklik olmaz, ama dönemin ruhunu yansıtamamk eksiklik olur...
Bu yüzden bu dizilerin BinBir Gece'den ya da diğerlerinden hiçbir farkı kalmıyor.
Sufi;
Eski değerlere bağlılık bence en iyisi tabii ki nostalji vazgeçilmez:)
Wakan Tanka;
Haklısın,çok yerinde bir tespit.Ben de tüm bunları düşünerek şöyle eski dizileri yad etmeye karar verdim.Mesela nerede şimdi bir tane daha "Yedi Numara"?
evet ya 7 Numara gayet başarılıydı...
Hem de nasıl,onlarla ilgili aklıma gelen geçip giden her yerde yazıyorum muhakkak.Onlar benim ailem.Çoook seviyorum her birini.Umarım şimdi hepsi iyidir.Eğer İstanbul'a gelirsem,sanırım çekildiği yer dizinin Arnavut Köydeymiş,dolaşacağım oraları gerçi bu ÖSS gidişiyle imkansız orada okumam ama belki bir gün gelirim:)
aaa bu sene sınava mı girdin, nasıl geçti , ne istiyorsun ??
Hehe sorulara boğdum seni =)
Aman sorma ya çok zordu vasat değil ama istediğim yerlerin hiçbiri olmayacak.Türkçe Öğretmenliği ya da Sosyal Bilgiler Öğretmnenliği istiyordum kısaca eğitim fakültesiydi amacım.Artık tarih veya gazetecilik düşünüyorum.Bakalım puanıma bağlı:)
bence gaztecilik de çok iyi, hiç yabana atma =)
bende heycanla bekilcem sonucunu ;)
Ya öyle deme ya çok kötü alacağım herkes çok şaşıracak.Bu sene kesin gitmek istiyorum çünkü çok çalıştım:/
Bence çok çalıştınsa kesin olur ;) Hiç dert etme :)
Öyle ama sonuçta netlerim belli kendimi kandırmak istemiyorum ama bu sene sözel zordu gerçekten.Dershane denemeleri ile hiçbir alakası yokmuş Öss'nin bunu anladım yani.Ve bu işler çok zormuş:(
valla öle deme, geçen sene benim de bayaa düşüktü netler, hiç bir yer olmuyacak falan diyodum, baktım bayaa yüksek geldi puan, oldu yani, ayrıca ben herkesten zor olduğunu duydum, dolayısıyla bunu da bi avantaj olarak düşün ....
Evet haklısın,bu standart sapmanın falan kimine bayağı bir getirisi oluyormuş duyduğum kadarıyla.İnşallah öyle olur da emeklerim boşa çıkmaz.Ayrıca Aydilge de Amerikan Dili ve Edebiyatı mezunu...En sevdiğim sanatçıdır kendisi.Güzel bir bölüm olsa gerek.İstanbul Üniversitesi benim için hayal ama umarım hayat ve eğitim güzeldir senin için orada:)
bence hayallerin peşini bırakma :)
Hayal ettiğim yerde değilim ben, dolayısyla bir parça onun burukluğu var içimde, ama eğitim ve ortam güzel sayılır, bak bu konuda bir yazı yaziim kısa zamanda ;)
Olur vallahi beni de aydınlatmış olursun biraz,ben de çok sevinirim doğrusu.Haklısın,çünkü belki değil kesin ben de pek istemediğim bir bölüm okuyacağım ki okuduk iş garantisi yok,mezuniyetlerde geleceğin bilim adamları diyorlar fen-edebiyat mezunlarına ama hepsi enformasyon alıp öğretmen olmaya çalışıyor ki benim de amacım bu.Kısaca kötü bir sistem var.Ne yapayım onlar kaybederler beni:)Bu arada benim de okuduğum ilk Elif Şafak kitabı Baba ve Piç'ti:)
vallahi iş düşünücek olursak zaten okumayalım, özellikle böyle bir dönemde, ben de açıkçası çok dertliyim 3 sene sonra ne yapacağımdan :(
o kadar kötü bir sistem ki gerçekten :S
bu ne tesadüf :) (elif şafak konusunda)
İş konusunda öyle geleceğimi düşüne düşüne bir hal oldum zaten:)
Önce Baba ve Piç'te tanıdım ben Eliş Şafak'ı ve yargılanması ile ilgili durumlarda sınıfta çıngar çıkarıp sözlerimle ona Ermeni yanlısı diyenleri alt ettim.Öğretmenim de dahil olmak üzere.Sonra Med-Cezir yazıları ile gittim geldim.Ardından Pinhan düştü rafıma.En sevdiğim kitabıdır söz arasından.En son da Aşk'ı okuyup bir kez daha aşık oldum kendilerine.Tabii Araf,Mahrem,Şehrin Aynaları,Siyah Süt ve Bit Palas var sırada ama orijinal almak istediğim için kitaplarını para yetişmiyor,çünkü çok pahalı kitapları:)
Baba ve Piç bence bir başyapıt bile sayılabilir. Onun dışında Araf ve Aşkı okudum. Hatta Aşkı çıktığı gün sabahın köründe gittim aldım ve bir çırpıda okudum. Daha da güzeli kitabın çıktığı gün bizim okula bir konferansa gelmişti, ve onunla tanıştım. Bir hafta sonra tekrar okula teşrif etti, ve kitabı bir başka kitabı imzalatamya gittiğimde beni tanıdı =) bu süper bişey.
Siyah Sütü de aldım, sıra onda =)
Elif Şafak anılarım anlatmıştı hatta, etiketler kısmında ona tıklayarak ulaşabilrisn=)
Evet seninle sohbet yaparken bir yandan da yazılarını okuyordum,gerçekten rastlantı bence önce sanal olarak bir rastlantı sonra gerçeğe dönüşmesi ne kadar hoş:)
hoş bir rastlantı ;)
Çok fazla eğlenceli sayılmam, yani oturduğum yerden seni eğlendiremem, ama sen karşımda eğleniyorsan da ot gibi karşında oturmam, ben de eğlenirim. Bukalemun gibiyim her ortama ayak uydururum.Çok fazla arkadaşım yok, zaten olmasın da, etrafımdakiler o kadar değerli ki. Zaten her şeyin azı ve özü iyi değil midir?
Benim kişiliğimden kısa bir özet,özetin kısası olur mu,neyse benim devreler karıştı,benim arkadaşlarım gerçek olanlar bir elin parmaklarının yarısını geçmez doğrusu;ayrıca Penelope dün onu en sevdiğim sinema oyuncusu dalında listemde birinci sıraya yerleştirmeye karar verdim.Ama kardeşi Monica'da hiç fena değil doğrusu:)
kendine benzeyen biri bulmak ne kadar hoş bir şey , bunca yıldır belki de bu yüzden doğru dürüst hiç arkadaşım olmadı,
gerçi bazen az arkadaş da iyidir, ama o zaman da çok sıkıcı olabiliyo herşey
monica hakkında ise bişey diyemicem, hiç seyretmedim onu çünkü...
Hafta içi her gün Tv8'de 18:30 gibi Şöhret Yolunda adlı bir dizi var.Oradaki Silvia adlı İspanyol kızı oynuyor ben de oradan tanıyorum zaten ikiz gibiler Penelope ile.
Ayrıca dediğine katılıyorum gerçekten kendine yakın;en azından Penelope'nin çıplaklığı veya soyunduğu filmler hakkında muhabbet etmeyen bir arkadaş bulmak çok hoş:)Sohbet çok güzeldi doğrusu:)
Teşekkür ederim:)
o diziyi biliyorum, ama hiç seyretme olanağım olmadı, üstelik konusu da reklamlardan gördüğüm kadarıyla çok ilginçti...
kadere bak, geçen yine bir blogda, elif şafak hakkında bir yazı yazılmıştı, keşke dedim karşıma bir aziz zahara çıksa onla konuşsam dedim, bak şimdi senle konuşuyorum
evet gerçekten de sohpet çok güzel..bende teşekkür ederim
Çok sevindim ya beni Aziz Zahara'ya benzetmen çok hoşuma gitti.Bence tam da Sufi denilebilecek tarzda bir adamdı.Çok hoş,kibar,nazik ve beyefendi.Teşekkür etmekten başka bir şey diyemeyeceğim dondum kaldım.Ben de seni Ella'ya benzetmek isterdim ama pek hoş kaçmaz sandımca:)Ama Pinhan'da ki Dürri Baba'ya benzetebilirim:)Çok severim kendisini:)
Saat sekiz oldu dimi ekran başına koşmalıyım.Atv'de Dans yarışması var.Aslında biliyor musun çok iyi dans ederim ama bunu benden başkası bilmez,bilen ikinci kişi oldun şanslısın:)
Tekrar konuşmayı o kadar çok isterim ki bir yolunu bulup sohbet edelim en kısa zamanda;
İyi akşamlar diliyorum,sevgilerim ile:)
rahatlıkla benzetebilrisn çünkü ben benzettim çoktan kendimi ona =)
güzel sırrı bilmek hoşum agitti, bende hep dans edebilmek istemişimdir.
görüşmek üzere....
ya bırı azız zahara benzetr dıerı ella ya:) alemsınız walla.ne ıı ya sızde buldunuz bırbırınızı.arkds konusunda dedıklerne sonuna dek katılıorum.sahte gostermelık arkdsm olucana hc olmasın yalnız kalıyım daha ıı.ztn ck sewerm yalnızlığı.kı bn ınsann herdaım yalnız oldgna ınanırım.tuhaf gelebılır ama ole.arkdsm yada dostum olmadgnda dııl.canımı bıle werıcem dostlrm oldu smdı de bı ıkı tane war.fazlası zarar ztn.ama hayat yolunda kım olene dek yanındakı.bazılrmz sanslı annesı yada babası yannda olur.ama onlarn bıle gostermelıklerıne sahıp olanlar war.f.e.
Evet sohbet güzeldi,buradan Wakan Tanka'ya senin aracılığın ile teşekkür ediyorum bir daha.Aslında dostluk deyince bende de iki tane var iki tane yeter zaten.Onların da benden başka dostu yok.İkisi de kız,bir sürü erkek arkadaşım var ama hiç biri dost değil bana.Ama her ne kadar dostum olursa olsun ben hep yalnızım ölürken bu böyleydi doğarken de.Kimsenin kendi içini başkası bilemez hele benimkini asla:)
ck gızemlısın yanı,kımse cozemez bnı dıosun:) ınsan ztn kapalı kutu mısalı derler ya bosuna dııl.2 tane ııdr bncede.fazlası ıı olmaz:) f.e.
Yorum Gönder