18 Haziran 2017 Pazar
Bir Gregory Alan Isakov Sabahı
İstanbul'da boğuk, puslu bir hava var. Sanki ertesi gün sıcaktan bunaltmayacakmış gibi, bir garip Haziran havası hakim. Üstelik okulları da kapattık, önümüzdeki cuma yaz tatiline çıkıyoruz. Kocaman bir sene daha geride kaldı, alıştığım pek çok şey oldu. İnsan giderek ardında bırakmayı öğreniyor daha doğrusu ardında bıraktıkları için yıpranmamayı, yoluna bir şekilde devam etmeyi öğreniyor.
Edebiyat yoldaş oluyor, yollar yollarınızı açıyor ve ruhunuzu özgürleştiriyor. Bu yaz bir özgürleşme yılı olacak benim için. Çantamı ve fotoğraf makinemi alıp uzaklara gitmeyi planlıyorum. Uzun tren yolculukları, bir başıma güneşle birlikte bir garip yolculuk. Önce yapılması gereken birkaç işim var, malum jüriyi bekliyorum. Sonra katılacağım bir yaz kampı var, ardından planlara gönül rahatlığı ile başlayabilirim.
Yeri gelmişken bugünü Gregory Alan Isakov günü yaptığımı söylemek isterim. Çok sevdiğim bir müzisyen bilhassa "Time Will Tell" isimli şarkısını evirip çevirip dinlerim. Biraz balkon huzuru, biraz da puslu havanın dinginliği için gelsin Isakov. Hep çalsın, hep ruhumuz dinlensin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder