"Ölüme hazırlanış: Raporlar, mektuplar, cep defterleri gibi belgelerimin hepsi yakılsın, hiçbiri doğru değil. Dünyada olmak ışıkta olmaktır. Mesleğimiz herhangi bir yerde eşek sürmek (geçenlerde Korinthos'taki yaşlı adam gibi) ama önemli olan, ışığa dayanmaktır (çocuğumuzun şarkı söylediği zamanlar gibi), katırtırnakları, asfalt ve deniz üzerindeki ışıkta söneceğini bilerek sevince dayanmak, zamana dayanmak ya da bir andaki sonsuzluğa. Sonsuz olmak: var olmuş olmak."
Teknik bir adam, Faber. Bir uçak yolculuğu sonrası yaşadıkları, dünyasını tesadüflerin çarkını çevirdiği bir sirk haline getiren peşi sıra olaylar. Yaşamın duygularla mı dönenip durduğu yoksa duygusuz bir yaşamın mı insanı dinç tuttuğu üzerine bir akış. Kızı ile karşılaşması, bir gemi yolculuğunda. Sonra Hannah. Yıllar sonra yaşanan acı bir ölüm. Bir ameliyat, Atina ve ardı sıra pek çok ülke. İnsanların var oluş biçimleri.
Gerçekten bir ritmi mi vardır yaşamın, süregelen bir düzeni mi bizim asla bozamayacağımız cinsten? Yoksa yaşam tamamen tesadüfi midir, Batı'nın tekniğinden uzak Doğu'nun zamanına ve kaderine yakın. Hangi taraf daha mutlu? Hangi taraf daha pervasız? Hangi tarafın dizginleri elinde? Tüm bu sorular Faber'in yaşamında ve romanında gizli belki de. Bir hayat hikayesi, filme çekilen bir sürü gün batımı.
2 yorum:
selam sitenizi takibe aldım güzel blog teşekkürler paylaşımınız için .
sizde siteme girip yorum yaparsanız sevinirim
Hande Yıldız;
Teşekkür ederim. Sitenizi takip edeceğim.
Yorum Gönder