1 Eylül 2008 Pazartesi

İnsancıklar



İlerliyorum dar sokaklar boyunca…Kırmızı insanların buruk dokunuşları geçiyor tenimden,gözlerimin içinden.Uzaklar sırıtıyor suratıma karşı,dudaklarım ifadesiz,soğuktan donmuş.Pembe donlu bir teyze geçiyor yanımdan.Yüzündeki ahengi uçmuş çizgiler hırçınca bakıyor bana,soğuyup gidiyor o da yanımdan.Uçsuz bucaksız bir serinliğe kucak açıyorum o aralar.Geceleri balkondaki ıssızlığı düşünüyorum taş sokaklar boyunca.Gecenin koyuluğu arasında ıslanan zihnimde,insanların,dünya üzerindeki insancıkların makus talihini düşlüyorum.Hüzün akıp gidiyor yanaklarımın kenarından.Bakıyorum sokaklara,boş suratlara,onları bu hale getiren kalleş hayatlara…Uzayıp gidiyor geceler,devam ediyorum yolculuğuma,serzenişte bekliyor mülteciler.Azmin,sabrın otobüsünü bekliyorlarmış,sonradan öğreniyorum,ıssızlaşıyorum.Tek istediklerinin insanlar tarafından kabul görmek olduğunu söylüyorlar.Sızlıyor bedenim,her birinin yanaklarından öpüp yoluma devam etmeye çalışıyorum.Ellerim buz kesmişken soğuktan bir kez daha anlıyorum kabul görmemenin ne demek olduğunu.Kaçarak kayboluyor yanımdan yaşlı bir teyze,arkasından bağırıyor bir amca gerisini işitemiyorum,uzak geliyor seslerinin tonu bana.Mavimsi bir aydınlığa düşüyor tenim,üç kuruş paraya hayatlarını kazanmaya çalışan insanların fotoğraflarını çekmek istiyorum.Sonra da bencilliğime kızıp makineyi kırıyorum oracıkta.Ruhlarıyla asilleşen bu insanların ruhlarını çalmak istemiyorum.Uçmak istiyorum,hayatın dramından aldığım rolle yaşamaktan kaçıp,mutluluğun başrolünde oynamak istiyorum.Ben de karışıyorum bu insanların içine,onlardan biriyim bende.İnsancık olmaktan,insancıklarla aynı havayı koklamaktan gurur duyuyorum…Uçuyorum…


Dipnot:Deneme Denemelerim:)

Hiç yorum yok: